Atatürk ilkelerinin temel taşı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini şekillendiren Cumhuriyetçilik, modern Türkiye’nin siyasi ve sosyal yapısının ana omurgasını oluşturur. Bu yazıda, Cumhuriyetçilik ilkesinin anlamını, özelliklerini ve onu tamamlayan bütünleyici ilkeleri detaylıca inceleyeceğiz.
Cumhuriyetçilik, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu, devlet başkanı ve temsilcilerin seçimle iş başına geldiği yönetim biçimini benimseme ve koruma ilkesidir. Atatürk’ün ifadesiyle, “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.”
Atatürk ilkeleri bir bütündür. Cumhuriyetçilik, diğer ilkelerle sıkı bir etkileşim içindedir. Aşağıdaki ilkeler, Cumhuriyetçiliği tamamlayarak anlamını derinleştirir ve güçlendirir.
Cumhuriyet’in “millet” iradesine dayanması, onu milliyetçilik ilkesiyle doğrudan bağlar. Atatürk milliyetçiliği, birleştirici, yapıcı, barışçıl ve çağdaş bir anlayıştır. “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” tanımı, cumhuriyet ile millet olma bilincini birleştirir.
Cumhuriyetçilik, egemenliği halka vermiştir; halkçılık ise bu egemenliğin sosyal ve ekonomik hayata adil bir şekilde yansımasını sağlar. Sınıf ayrıcalıklarını reddeder, kanun önünde eşitliği ve toplumsal dayanışmayı öne çıkarır.
Cumhuriyetin akıl ve bilim temelinde yönetilmesi, din ve vicdan özgürlüğünün güvence altına alınması laiklik ilkesiyle mümkündür. Laiklik, cumhuriyetin dogmalardan uzak, özgür düşünceye dayalı yapısını korur.
Cumhuriyet, statik değil dinamik bir yapıdır. Devrimcilik ilkesi, Cumhuriyet’in çağın gereklerine göre sürekli kendini yenilemesini, gelişmesini ve köklü değişimlere açık olmasını ifade eder.
Cumhuriyet’in güçlü ve bağımsız bir ekonomiyle ayakta kalabilmesi için benimsenen devletçilik ilkesi, özel teşebbüsle birlikte, kamu yararını gözeten devlet müdahalesini öngörür. Bu, milletin refahını artırmaya yönelik ekonomik bir tamamlayıcıdır.
Cumhuriyetçilik, sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi ve Türkiye’nin bağımsızlık garantisidir. Diğer ilkelerle (Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik, Devrimcilik) organik bir bütünlük içinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak varlığını sürdürmesinin teminatıdır. Bu ilkeler birbirini besleyen, tamamlayan ve güçlendiren bir sistem oluşturur.
“Cumhuriyet, ahlâki fazilete dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.” – Mustafa Kemal Atatürk