Kafiye (uyak), şiirde mısra sonlarındaki ses benzerliğidir. Şiire ahenk ve müzikalite katar. Kafiye çeşitleri, bu benzerliklerin mısralar arasında nasıl bir düzende kurulduğuna göre belirlenir. En yaygın üç kafiye düzeni şunlardır:
Düz kafiyede, uyaklanan mısralar ardışık şekilde, yani yan yana durur. Genellikle "a a b b" şeklinde gösterilir. Yani birinci mısra ile ikinci mısra, üçüncü mısra ile dördüncü mısra kendi aralarında kafiyelidir.
Hâlâ bu dil, bu gönül, bu vefa sızlar durur, (a)
Gün batsa, gölgeler ağaçlara sızlar durur. (a)
Bir rüzgâr inler dağdan dağa Şirvan dağlı, (b)
Seni andım da derinden derinden ağladım. (b)
Çapraz kafiyede, bir mısra kendisinden bir sonraki mısra ile değil, onun bir ardındaki mısra ile kafiyelidir. Bu, "a b a b" şeklinde örülen bir desen oluşturur.
Otuz beş yaş yolun yarısı eder. (a)
Dante gibi ortasındayız ömrün. (b)
Delikanlı çağımızdaki cevher. (a)
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün. (b)
Sarmal kafiye, dörtlüklerde görülen ve "a b b a" şeklinde örülen bir kafiye türüdür. Bu düzende, birinci mısra ile dördüncü mısra, ikinci mısra ile üçüncü mısra kendi aralarında kafiyelenerek bir "sarmal" veya "çerçeve" etkisi yaratır.
Bir gamlı hazânın seherinde, (a)
Isrâra ne hâcet, yine bülbül? (b)
Bahset, bahset, ey yâr, yine bülbül! (b)
Her şâm u seherde, bu yerinde. (a)