Edebi sanatlar, duygu ve düşünceleri daha etkili, daha güzel ve daha çarpıcı bir şekilde ifade etmek için sözcüklere farklı anlamlar yükleyerek veya sözcükleri farklı şekillerde kullanarak yapılan söz oyunlarıdır. Kısaca, dilin sıradan kullanımından sıyrılarak sanatlı ve zengin bir anlatım oluşturma yollarıdır.
Bu sanatlarda sözcükler, gerçek anlamları dışında kullanılır.
Örnek: "Ankara bu konuda kararlı." (Ankara sözcüğü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti kastedilmiştir. Parça-Bütün ilişkisi vardır.)
Örnek: "Sobayı yaktın mı?" (Soba sözcüğü ile içindeki odun/kömür kastedilmiştir. İç-Dış ilişkisi vardır.)
Örnek: "Ağaçlar sonbaharda hüzünle sarardı." (Hüzünlenmek insana özgü bir duygudur, ağaca aktarılmıştır.)
Örnek: "Mor menekşe: 'Bana dokunma!' diye bağırdı."
Bu sanatlarda, aralarında benzerlik bulunan kavram veya varlıklar birbirine benzetilir.
Örnek: "Aslan gibi güçlü bir çocuk."
Benzeyen: çocuk
Kendisine Benzetilen: aslan
Benzetme Yönü: güçlü
Benzetme Edatı: gibi
Örnek: "Yuvayı yapan dişi kuştur." (Kadın, "dişi kuş"a benzetilmiştir ama "kadın" söylenmemiştir. Kendisine benzetilen: dişi kuş)
Örnek: "Yuvarlanıp gidiyordu hayat denen çılgın araba." (Hayat, bir arabaya benzetilmiştir ama "araba" söylenmemiş, onun özelliği olan "yuvarlanıp gitmek" kullanılmıştır. Benzeyen: hayat)
Örnek: "Çamur atmak için elinden geleni yapıyor." (Bu cümlede "çamur atmak" hem gerçek anlamda birine çamur fırlatmayı, hem de mecaz anlamda iftira atmayı düşündürür. Asıl kastedilen iftira atmaktır.)
Örnek: Bir işi çok yavaş yapan birine "Ne kadar da hızlısın!" demek.
Bu sanatlarda, sözcüklerin anlam derinliklerinden ve çağrışımlarından yararlanılır.
Örnek: "Beyefendi bir duru insandı."
"Duru" sözcüğünün anlamları: 1) Berrak, temiz (mecaz), 2) Ayakta duran (gerçek). Burada asıl kastedilen "temiz karakterli" anlamıdır.
Örnek: "Güneş, senin güzelliğinden utandığı için battı." (Güneşin batmasının gerçek sebebi dünyanın dönmesidir, ancak şair bunu sevgilinin güzelliğine bağlamıştır.)
Örnek: "Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir / Müptela-yı gama sor kim geceler kaç saat." (Beyitte şair, "Gam hastası olana sor, geceler kaç saattir?" diyerek, aslında çok iyi bildiği "gam çekenler için gecelerin çok uzun olduğu" gerçeğini bilmezden gelmiştir.)
Örnek: "Kitap, defter, kalem, mürekkep... Hepsi çantasındaydı." (Tüm bu sözcükler "okul/öğrencilik" anlamı etrafında ilişkilidir.)
Örnek: "Gönlümde ateştin, gözümde yaştın."
Açıklaması: "Gönlüm yanıyor, gözüm ağlıyor senin için." (Gönül - ateş / Göz - yaş ilişkisi kurulmuştur.)
Bu sanatlarda, sözcüklerin yapısal özellikleri, yazılışları ve söylenişleri ön plandadır.
Örnek: "Kalem böyle çalınmıştır yazıma / Yazım kışa uymaz, kışım yazıma." (Bu beyitte "yazım" sözcüğü, hem "yazı yazma" hem de "yaz mevsimi" anlamında kullanılarak cinas yapılmıştır.)
Örnek: "Niçin kondun a bülbül kapımdaki asmaya / Ben yarimden ayrılmam götürseler asmaya." (İlk "asma" üzüm bitkisi, ikinci "asma" ise idam etme anlamındadır.)
Örnek: "Dost acı söyler. Bu yüzden onun sözlerine kızmamalısın."
Örnek: "Gitme, ey yolcu, gitme!"
Not: Edebi sanatları iyi kavramak için bol bol örnek incelemek ve bu sanatları şiir ve düz yazılarda tespit etmeye çalışmak faydalı olacaktır.