İkinci Yeni şiir akımının en özgün ve derinlikli seslerinden biri olan Edip Cansever, modern Türk şiirine kattığı felsefi derinlik, sıra dışı imgeler ve gündelik hayatı şiire taşıma biçimiyle unutulmaz bir iz bıraktı. Onun şiiri, okuru hem zihinsel bir yolculuğa çıkarır hem de duygu dünyasında sarsar. En bilinen eseri Yerçekimli Karanfil adeta onun poetikasının bir simgesidir.
Edip Cansever, 8 Ağustos 1928'de İstanbul'da doğdu. Yüksek Ticaret Okulu'ndan mezun olduktan sonra, aile mesleği olan antikacılık ve babasının Kapalıçarşı'daki dükkânını işletti. Bu meslek, onun tarih, estetik ve nesnelerle kurduğu derin, sembolik ilişkiyi besledi. Şiir yazmaya lise yıllarında başladı. İlk şiir kitabı İkindi Üstü 1947'de yayımlandı. Asıl çıkışını ise 1957'de yayımlanan ve 1958 Yeditepe Şiir Armağanı'nı kazanan Yerçekimli Karanfil ile yaptı. 28 Mayıs 1986'da İstanbul'da, yakalandığı beyin kanaması sonucu vefat etti.
Edip Cansever, İkinci Yeni hareketinin Cemal Süreya, Turgut Uyar, İlhan Berk, Ece Ayhan gibi önemli temsilcilerindendir. Bu akım, şiiri anlamdan ve toplumsal mesaj kaygısından kurtarıp, imgeye, sözcüklerin çağrışım gücüne ve bireyin iç dünyasına yöneltti. Cansever'in şiirini diğerlerinden ayıran en önemli özellikler:
Edip Cansever'in her kitabı, şiir serüveninde farklı bir durak ve arayışı temsil eder.
Bu şiir, sadece bir çiçeği anlatmaz. Güzelliğin, aşkın, sanatın ve hatta varoluşun kendisinin taşıdığı ağırlığı metaforlaştırır. Karanfil, yerçekimine meydan okuyan bir hafiflikten ziyade, onunla hesaplaşan, onunla birlikte var olan bir ağırlığı temsil eder. Bu, insanın dünyadaki duruşuna dair derin bir alegoridir: İnsan da güzellikler, acılar, sorumluluklar ve ölüm bilinciyle "yerçekimli" bir varlıktır.
Edip Cansever, Türk şiirinin "düşünen şair"i olarak anılmayı hak eder. Onun mirası, bize şiirin sadece duyguların değil, aynı zamanda zihnin ve felsefenin de bir ifade alanı olduğunu gösterir. Yerçekimli Karanfil gibi bir başyapıt bırakmış olması, onu okumaya ve anlamaya çalışan her okur için sürekli bir davettir.