Osmanlı İmparatorluğu'nun modern tarihindeki dönüm noktalarından biri olan Edirne Antlaşması, 14 Eylül 1829'da imzalandı. Bu antlaşma, yalnızca bir savaşın sonucu değil, aynı zamanda Balkanlar'ın siyasi haritasını sonsuza dek değiştiren ve uluslararası diplomaside yeni bir denge kuran önemli bir belgedir. Özellikle, Yunanistan'ın bağımsız bir devlet olarak doğuşunu resmileştirmesiyle büyük önem taşır.
Antlaşmanın temelleri, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında atıldı. Rusya, Osmanlı'ya karşı Yunan isyancıları destekliyor ve Balkanlar'daki etkisini artırmayı hedefliyordu. Rus ordularının Balkanlar'da ilerleyip Edirne'yi ele geçirmesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu barış görüşmelerini kabul etmek zorunda kaldı.
Antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu için oldukça ağır şartlar içeriyordu:
Edirne Antlaşması, Yunanistan'ın bağımsızlık sürecindeki son resmi adım oldu. Bu süreç, 1821'de başlayan Yunan İsyanı ile başlamış, 1830'daki Londra Protokolü ile bağımsız Yunan Krallığı'nın kurulmasıyla tamamlanmıştır. Edirne Antlaşması, bu protokolün önünü açan temel belgeydi.
Antlaşmanın önemi şu şekilde özetlenebilir:
Edirne Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu için hem toprak kaybı hem de siyasi nüfuz kaybı anlamına geliyordu. "Hasta Adam" imajını pekiştirdi. Yunanistan'ın bağımsızlığı ise, Avrupa'da monarşilerin hüküm sürdüğü bir dönemde, milliyetçilik ilkesiyle kurulan ilk modern devletlerden biri olması açısından tüm dünyada yankı uyandırdı. Bu antlaşma, 19. yüzyıl boyunca sürecek olan Osmanlı çözülme sürecinin ve Balkan haritasının yeniden şekillenmesinin en net işaretlerinden biridir.