Merhaba! Bu ders notumuzda, hayatımızda önemli bir yeri olan "emek" ve "rızık" kavramlarını öğreneceğiz. Bu iki kavram, birbirine sıkı sıkıya bağlıdır ve inancımızda büyük bir öneme sahiptir.
Emek, bir şeyi elde etmek veya bir amaca ulaşmak için gösterdiğimiz çaba, gayret ve alın teridir. Örneğin:
Kısacası, emek, bir işi yaparken harcadığımız fiziksel ve zihinsel güçtür.
Rızık, Yüce Allah'ın canlılara nasip ettiği ve hayatlarını sürdürmeleri için verdiği her türlü nimet ve geçim kaynağıdır. Rızık sadece yemek, içmek değildir. Örneğin:
Allah, her canlının rızkını verdiğine inanırız. Kur'an-ı Kerim'de, "Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın." (Hûd Suresi, 6. ayet) buyrulur.
Emek ve rızık bir bütünün iki parçası gibidir. İnançlarımıza göre:
Bu çok önemli bir soru! Evet, rızık Allah tarafından takdir edilmiştir. Ancak Allah, rızkı sebeplere bağlamıştır. Yani, rızkımıza ulaşmanın yolu çalışmaktan geçer. Bir öğrencinin sınavda başarılı olması için ders çalışması gerektiği gibi, rızkımızı kazanmak için de çalışmamız gerekir. Çalışmak, Allah'ın bize verdiği bir sorumluluktur.
Allah'ın rahmeti ve lütfu çok geniştir. O, kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez. Tembel bir insan da Allah'ın lütfuyla rızkını bulabilir. Ancak bu durum, çalışmanın önemini azaltmaz. Helal yoldan, alın teriyle kazanılan rızık hem daha bereketli olur hem de Allah katında daha değerlidir. Ayrıca, çalışmak insana huzur ve onur verir.
Hayır! Herkesin rızkı kendisine aittir. Haksız kazanç, kul hakkı yemek, başkasının hakkını gasp etmek dinimizce büyük bir günahtır. Rızkımızı helal yollardan kazanmaya özen göstermeliyiz.
Evet! Dua, ibadetin özüdür ve Allah ile aramızdaki bir bağdır. Samimi bir kalple yapılan dua, Allah'ın izniyle hem rızkımızın bereketlenmesine hem de yeni kapıların açılmasına vesile olur. Ancak unutmayalım: "Önce çalışıp sonra dua etmek" esastır.
💡 Unutma: "Hiç kimse, kendi emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir." (Hadis-i Şerif)