Merhaba! Bu ders notumuzda, psikofiziğin temel kavramlarından olan "eşik" kavramını ve onun çeşitlerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Psikoloji ve fizyoloji alanlarında sıklıkla karşımıza çıkan bu konuyu anlamak, duyusal süreçleri kavramamız açısından oldukça önemlidir.
Psikofizikte eşik, bir uyaranın algılanabilmesi veya bir etki yaratabilmesi için gereken minimum enerji düzeyini ifade eder. Bir nevi, "algının başlangıç noktası" olarak düşünülebilir. Eşikler, bireyden bireye ve koşullara göre değişiklik gösterebilir.
Eşik kavramını daha iyi anlamak için onu üç ana başlıkta incelemekte fayda var:
Mutlak eşik, bir bireyin belirli bir uyaranı yüzde 50 oranında algılayabildiği minimum enerji düzeyidir. Yani, uyaranın varlığı ile yokluğu arasındaki sınırdır.
Bu eşik, duyularımızın ne kadar hassas olduğunu gösterir.
Üst eşik, bir uyaranın artık algılanamaz hale geldiği veya acı/ağrı gibi hoş olmayan bir hisse neden olduğu maksimum enerji düzeyidir. Alt eşiğin tam tersidir.
Farklılaşma eşiği, iki uyaran arasındaki farkın yüzde 50 oranında fark edilebildiği minimum değişim miktarıdır. Bu kavram, Weber-Fechner Yasası ile açıklanır.
Burada:
Örnek: Elinizde 100 gramlık bir ağırlık varsa, ağırlıktaki değişimi hissedebilmeniz için en az 2 gram daha eklemeniz gerekebilir (k=0,02 için). Ancak 1 kg'lık (1000 gr) bir ağırlık için bu farkın hissedilebilmesi için 20 gram eklemeniz gerekir. Yani uyaran ne kadar güçlüyse, farkı hissedebilmek için o kadar büyük bir değişim gerekir.
Bu üç kavram, duyusal sistemlerimizin nasıl çalıştığını anlamamızı sağlayan temel taşlardır. Bir sonraki derste görüşmek üzere!