İslam'ın Altın Çağı'nın en parlak yıldızlarından biri olan Ebû Nasr Muhammed bin Muhammed bin Tarhan bin Uzluğ el-Fârâbî, ya da batıda bilinen adıyla Alpharabius, sadece bir filozof değil, aynı zamanda bir bilim insanı, müzik teorisyeni ve siyaset düşünürüydü. Ona "İkinci Öğretmen" anlamına gelen "Muallim-i Sani" unvanı verilmiştir. Peki neden "ikinci"? Çünkü birinci öğretmen, felsefenin kurucusu kabul edilen Aristoteles'tir. Farabi, Aristoteles'in mantık ve metafizik alanındaki eserlerini yorumlayıp sistematize ederek İslam ve dünya düşünce tarihine damgasını vurmuştur.
Farabi, MS 870 yılında, bugünkü Kazakistan sınırları içinde yer alan Farab (Otrar) şehrinde doğdu. Türk kökenli olduğu kabul edilir. Eğitim için Bağdat'a gitti; burada Yunanca, Farsça, Arapça öğrendi. Mantık, felsefe, matematik, müzik ve doğa bilimleri üzerine çalıştı. Daha sonra Halep'te Hamdani hükümdarı Seyfüddevle'nin himayesine girdi. Ömrünün son yıllarını Şam'da geçirdi ve MS 950 yılında vefat etti.
Farabi, varlığı "Zorunlu Varlık" (Vacibü'l-Vücud) ve "Mümkün Varlık" olarak ikiye ayırır. Zorunlu Varlık, yani Tanrı, her şeyin ilk sebebidir, ezeli ve ebedidir. Diğer tüm varlıklar O'ndan "sudur" (taşma) yoluyla meydana gelir. Bu Sudur Teorisi, onun metafiziğinin temelini oluşturur.
Farabi'nin en ünlü eseri el-Medinetü'l-Fazıla (Erdemli Şehir)'dir. Bu eserde, tıpkı bedenin bir başa ihtiyacı olduğu gibi, toplumun da bir lidere ihtiyacı olduğunu savunur. İdeal devletin başında, hem filozof hem de peygamber vasıflarını taşıyan bir "Reis" bulunmalıdır. Bu reis, halkı mutluluğa (saadet) ve erdeme götürmelidir.
Farabi'ye göre mantık, düşüncenin grameridir; doğru düşünmenin aletidir. Mantık çalışmalarıyla, bu disiplini İslam dünyasına sistematik bir şekilde tanıtmıştır. Aynı zamanda Kitabü'l-Musika'l-Kebir (Büyük Müzik Kitabı) adlı eseriyle müzik teorisi ve enstrüman bilimi (organoloji) alanında otorite kabul edilir. Ud benzeri bir çalgı olan Kanun'u geliştirdiği söylenir.
Farabi, Antik Yunan felsefesi (özellikle Platon ve Aristoteles) ile İslam inanç ve düşüncesini uzlaştırmaya çalışan Meşşai okulunun kurucusudur. Onun açtığı bu yol, İbn Sina (Avicenna) ve İbn Rüşd (Averroes) gibi büyük düşünürleri derinden etkilemiştir. Eserleri Latinceye çevrilerek Orta Çağ Avrupa'sında Skolastik felsefeye kaynaklık etmiştir. Müzik alanındaki çalışmaları ise hem Doğu'da hem Batı'da yüzyıllar boyunca referans olmuştur.
Sonuç olarak Farabi, sadece bir "ikinci öğretmen" değil, aynı zamanda bilgelik, çok yönlülük ve evrensel düşüncenin sembolü olarak, insanlığın ortak entelektüel hazinesine paha biçilmez katkılarda bulunmuş bir dâhidir. 🕊️