Genler, canlıların en temel kalıtım birimleridir ve DNA molekülünün belirli bir bölümünü oluştururlar. Tıpkı bir binanın planı gibi, genler de canlıların özelliklerini belirleyen ve nesilden nesile aktaran biyolojik şifrelerdir.
Genler, "transkripsiyon" ve "translasyon" adı verilen iki temel süreçle protein üretimini yönetir. DNA'daki genetik bilgi önce RNA'ya kopyalanır, ardından bu RNA ribozomlarda proteinlere dönüştürülür. Bu proteinler de hücrelerimizin yapıtaşları ve enzimleri olarak görev yapar.
İnsan genomunda yaklaşık 20.000-25.000 gen bulunur. İlginç bir şekilde, insan genlerinin %99'u şempanzelerle aynıdır. Ayrıca, bazı genler sadece belirli koşullarda aktif hale gelir ve bu durum epigenetik olarak adlandırılır.
Genetik araştırmalar, kalıtsal hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratmıştır. Gen terapisi, kişiselleştirilmiş tıp ve kanser araştırmaları, gen bilgisinin tıp alanındaki en önemli uygulamalarıdır.
Özetle: Genler, yaşamın dilini oluşturan ve her canlının benzersizliğini belirleyen moleküler talimatlardır. Onları anlamak, yaşamın kendisini anlamak demektir.