Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi, yalnızca bir konuşma metni değil, aynı zamanda milli mücadelenin ruhunu ve cumhuriyetin temel felsefesini gelecek nesillere aktaran bir emanetname niteliğindedir. Peki, bu tarihi metin ne zaman ve hangi koşullarda okunmuştur?
Gençliğe Hitabe, Mustafa Kemal Atatürk tarafından 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında toplanan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İkinci Kurultayı'nda okunmuştur. Ancak bu okuma, tek seferlik bir konuşma değildir. Hitabe, aslında Atatürk'ün Büyük Nutuk (Söylev) adlı eserinin sonuç bölümü olarak kaleme alınmış ve kurultayda, Nutuk'un tamamının okunmasının ardından, eserin finalini oluşturmuştur.
Atatürk, Nutuk'u 36,5 saat süren ve 6 güne yayılan tarihi bir konuşmayla okumuş, Gençliğe Hitabe ise bu uzun ve detaylı değerlendirmenin zirve noktası ve geleceğe yönelik bir vasiyet olarak seslendirilmiştir.
Hitabe, kritik bir tarihi dönemeçte kaleme alınmıştır:
Bu nedenle Hitabe, bir tarih dersi, bir uyarı ve en önemlisi, cumhuriyeti koruma görevini Türk gençliğine veren bir resmi vasiyet niteliği taşır. Metin, "Ey Türk Gençliği!" hitabıyla başlayarak doğrudan gençlere seslenir.
Gençliğe Hitabe, bugün birçok okulda, resmi törenlerde okunmaya ve Andımız gibi metinlerle birlikte milli eğitimin bir parçası olmaya devam etmektedir. Atatürk'ün, kurduğu düzeni ve ilkeleri koruma sorumluluğunu tamamen gençliğe bırakması, onlara duyduğu sarsılmaz güvenin en büyük göstergesidir.
Sonuç olarak, Gençliğe Hitabe, 1927 Ekim'inde okunmuş, ancak mesajı ve anlamı itibarıyla zamansız bir metindir. Sadece tarihi bir olayın tarihini bilmek değil, onun taşıdığı idealleri, sorumluluk bilincini ve gelecek vizyonunu anlamak, bu hitabenin gerçek değerini kavramak için çok daha önemlidir.
📖 "Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." – Bu ilk cümle, hitabenin özünü ve bugün hala neden bu kadar önemsendiğini açıklar niteliktedir.