Geri kalmış ülkelerde ekonomi genellikle birincil sektör faaliyetleri üzerine kuruludur. Bu ülkelerde en yaygın ekonomik faaliyet, nüfusun büyük bölümünün geçim kaynağı olan tarımdır. Sanayi ve hizmet sektörlerinin gelişmemiş olması, eğitim düzeyinin düşüklüğü, teknoloji eksikliği ve sermaye yetersizliği gibi faktörler, bu ülkelerin ekonomisini tarıma bağımlı hale getirmektedir.
Bu ülkelerde tarım genellikle ilkel aletler ve geleneksel yöntemlerle yapılır. Traktör, modern sulama sistemleri ve gübreleme teknikleri yerine; karasaban, hayvan gücü ve yağmura dayalı sulama yaygındır.
Tarım faaliyetleri çoğunlukla aile işletmeleri şeklinde yürütülür. Üretim, ailenin kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir (geçimlik tarım). Pazara yönelik ticari üretim sınırlıdır.
Modern tekniklerin kullanılmaması, verimliliği düşürür. Birim alandan alınan ürün miktarı, gelişmiş ülkelere kıyasla çok daha azdır. Bu durum şu formülle ifade edilebilir:
\( \text{Verim} = \frac{\text{Elde Edilen Ürün Miktarı}}{\text{Kullanılan Tarım Alanı}} \)
Geri kalmış ülkelerde bu oran oldukça düşüktür.
Tarım faaliyetleri büyük ölçüde yağış rejimi ve iklim koşullarına bağlıdır. Kuraklık, sel gibi doğal afetler doğrudan ekonomiyi ve gıda güvenliğini tehdit eder.
Geri kalmış ülkelerin tarıma bağımlılıktan kurtulup sürdürülebilir kalkınmayı sağlaması için:
Geri kalmış ülkelerde tarım, hem bir geçim kaynağı hem de bir ekonomik kısıt olarak karşımıza çıkar. Bu ülkelerin kalkınması, tarım sektörünün verimliliğini artırarak diğer sektörlere kaynak aktarabilecek şekilde dönüştürülmesine bağlıdır. Tarım, doğru politikalarla geri kalmışlık tuzağından çıkışın bir anahtarı olabilir.