“Hababam Sınıfı” denince akla ilk gelen, filmin unutulmaz karakterleri ve efsanevi oyuncuları olsa da, bu kült yapıtın temelinde yatan bir edebi deha vardır: Rıfat Ilgaz. Türk edebiyatının ve mizahının çınarı olan Ilgaz, sadece bir roman serisinin değil, bir dönemin ve bir bakış açısının da yaratıcısıdır.
Rıfat Ilgaz (1911-1993), Kastamonu’da doğdu. Asıl mesleği öğretmenlikti ve uzun yıllar Türkçe ve edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı. Bu deneyim, onun eğitim sistemini içeriden gözlemlemesini ve Hababam Sınıfı’nın gerçekçi, sevecen ama eleştirel temelini atmasını sağladı. Ancak Ilgaz, sadece mizah yazarı değil, aynı zamanda toplumcu gerçekçi bir şair ve yazardı.
Hababam Sınıfı ilk olarak 1950'lerde Dolmuş dergisinde tefrika edildi. Ilgaz, burada "Stepne" takma adını kullanıyordu. Öyküler, bir devlet lisesindeki yaramaz, başına buyruk, ama bir o kadar da insani ve sevimli bir öğrenci grubunun hayatından kesitler sunuyordu. Sistemin katı kurallarına, ezberci eğitime ve ikiyüzlülüklere ince bir mizahla dokunduran bu öyküler, kısa sürede büyük ilgi gördü.
Daha sonra romanlaşan seri, 1970'lerde sinemaya uyarlandı ve Kemal Sunal, Münir Özkul, Tarık Akan, Halit Akçatepe gibi oyuncuların canlandırmasıyla Türk sinemasının en sevilen film serilerinden biri haline geldi. Ancak Ilgaz, filmlerdeki bazı değişiklikler ve ticarileşme nedeniyle zaman zaman eleştirilerini dile getirmiştir.
Hababam Sınıfı, Ilgaz'ın popüler yüzü olsa da, onun edebiyat dünyası çok daha genişti:
Rıfat Ilgaz, eserlerinde halkın dilini, kaygılarını ve sevinçlerini samimiyetle yansıttı. Hababam Sınıfı, aslında sadece güldüren bir öykü değil, dayanışmanın, insaniliğin ve eleştirel aklın kıyısında duran bir sınıfın hikayesidir. Ilgaz, "öğrenci" ve "öğretmen" kavramlarını yeniden düşünmemizi sağlamıştır.
Rıfat Ilgaz, Türkiye’nin yetiştirdiği en çok yönlü ve halkla iç içe geçmiş yazarlardan biridir. Onu sadece "Hababam Sınıfı’nın yazarı" olarak anmak, edebi kimliğinin sadece bir parçasını görmek olur. O, aynı zamanda zorlu dönemlerde kalemini eğilmeyen bir onurla kullanan, öğreten ve güldürürken düşündüren bir kültür mirasıdır.
“Biz hiç büyümeyiz, hep çocuk kalırız. Hababam Sınıfı da öyle işte…” diyen ruhu, eserleriyle hep aramızda.