Halide Edip Adıvar, Türk edebiyatının, siyasetinin ve toplumsal dönüşümünün en önemli figürlerinden biridir. Sadece bir yazar değil, aynı zamanda bir öğretmen, gazeteci, hatip ve Kurtuluş Savaşı'nın aktif bir neferi olarak tarihe geçmiştir. Onun hayatı ve eserleri, Osmanlı'nın son dönemi ile genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sancılarının adeta bir aynasıdır.
Halide Edip Adıvar (1884-1964), İstanbul'da doğdu. İyi bir eğitim aldı, İngilizce ve Fransızca öğrendi. Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nden mezun oldu. Yazarlığa erken yaşlarda başladı. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra gazetelerde kadın hakları üzerine yazılar yazdı. 1919'da İstanbul'un işgali üzerine yaptığı "Hakların en büyüğü, vatanın istiklalidir" diye başlayan meşhur Sultanahmet Mitingleri konuşması ile milli mücadelenin sembol seslerinden biri oldu.
Kurtuluş Savaşı'na katılarak "Onbaşı" ve "Çavuş" rütbeleriyle cephede bulundu. Savaş anılarını Türk'ün Ateşle İmtihanı adlı eserinde topladı. Cumhuriyet'in ilanından sonra bir dönem yurtdışında yaşadı, döndükten sonra İstanbul Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı profesörü olarak görev yaptı. 1950-1954 yılları arasında İzmir milletvekili olarak TBMM'de bulundu.
Halide Edip, edebiyatta Milli Edebiyat Akımı içinde değerlendirilir. Romanlarında genellikle güçlü, eğitimli, kimlik arayışı içindeki kadın karakterlere yer verir. Eserlerini toplumsal sorunlardan, tarihten ve bireyin iç çatışmalarından beslenerek kaleme almıştır. İki ana tema öne çıkar:
Kurtuluş Savaşı'nı konu alan ilk romanlardandır. Olaylar, savaşta yaralanan bir hastanede başlar ve geriye dönüşlerle anlatılır. Romanın merkezinde, milli mücadeleye gönül veren Ayşe, Peyami ve Binbaşı İhsan vardır. Savaşın acımasızlığı, aşk, fedakarlık ve vatan sevgisi iç içe işlenir.
İdealist bir öğretmen olan Aliye'nin Anadolu'da bir kasabaya atanması ve orada yerel çıkarlarla, bağnazlıkla ve işbirlikçilerle verdiği mücadeleyi anlatır. Roman, Anadolu'nun gerçeklerini ve Kurtuluş Savaşı'ndaki iç çatışmaları sert bir dille gözler önüne serer. "Kahpe" iftirasına uğrayan güçlü bir kadının trajedisidir.
Halide Edip'in en ünlü ve olgunluk dönemi eseri kabul edilir. II. Abdülhamid dönemi İstanbul'unun Sinekli Bakkal mahallesinde geçer. Rabia adlı hafız bir kadın ile Peregrini adlı İtalyan asıllı bir müzisyenin aşkı etrafında, Doğu-Batı, gelenek-modernlik, din-müzik gibi karşıtlıkları derinlemesine işler. 1942'de CHP Roman Ödülü'nü almıştır.
Yazarın erken dönem psikolojik romanlarındandır. Mektup roman tekniğiyle yazılmıştır. Çok iyi eğitimli, zeki, duyarlı ve trajik bir kadın olan Handan'ın, toplumsal normlar ve duygusal karmaşalar arasındaki yalnızlığını ve çöküşünü anlatır. Dönemin "yeni kadın" tipinin çarpıcı bir portresidir.
Halide Edip Adıvar, eserleriyle Türk romanına güçlü kadın karakterleri, toplumsal sorumluluk bilinci ve derin psikolojik tahliller kazandırmıştır. Onun romanları sadece edebi metinler değil, aynı zamanda yaşadığı çalkantılı dönemin tarihsel ve sosyolojik belgeleridir. Hem "Halide Onbaşı" olarak milli mücadeledeki yeri, hem de "Halide Edip" olarak edebiyattaki izleri, onu Türk kültür tarihinin vazgeçilmez bir şahsiyeti yapmıştır.