Hukuk devleti, devletin tüm eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarıyla bağlı olduğu, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin anayasa ve yasalarla güvence altına alındığı, yargı bağımsızlığının tam olarak sağlandığı devlet modelidir. Bu kavram, keyfi yönetimin tam zıttıdır ve modern demokratik sistemlerin vazgeçilmez unsurudur.
Devletin tüm organları ve yetkilileri, faaliyetlerinde hukuk kurallarına uymak zorundadır. Kanunlar herkes için eşit şekilde uygulanır.
İnsan hakları anayasal güvence altına alınmıştır ve devlet bu hakları korumakla yükümlüdür.
Mahkemeler hiçbir organın, makamın veya kişinin etkisi altında kalmadan karar verebilmelidir.
İdarenin tüm işlemleri yasal dayanağa sahip olmalıdır. "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi geçerlidir.
Devlet işleyişi şeffaf olmalı, yetkili makamlar eylemlerinden dolayı hesap verebilmelidir.
Hukuk devleti ile demokrasi birbirini tamamlayan iki kavramdır. Demokrasi, iktidarın kaynağını ve seçimini düzenlerken; hukuk devleti, bu iktidarın sınırlarını ve kullanım biçimini belirler. Gerçek bir demokrasi, ancak hukuk devleti ilkelerinin tam olarak uygulandığı bir sistemde varlığını sürdürebilir.
Hukuk devleti, bireylerin devlet karşısında güvence altında hissettiği, haklarının korunduğu, adaletin herkes için eşit şekilde dağıtıldığı bir sistemdir. Sadece yazılı kanunların varlığı değil, bu kanunların evrensel hukuk ilkeleri doğrultusunda, bağımsız yargı organları tarafından adil şekilde uygulanması, hukuk devletini tam anlamıyla hayata geçirir. Modern toplumların gelişmişlik düzeyi, büyük ölçüde hukuk devleti ilkelerinin ne ölçüde içselleştirildiği ile ölçülür.