Müzik dünyasında sıkça duyduğumuz bir ifadedir: "Gitar çalabiliyorum ama şarkı söyleyemem." Bu cümle, bir yandan bir becerinin varlığından gururla bahsederken, diğer yandan başka bir sanatsal ifade biçiminin eksikliğini itiraf eder. Peki bu durum neden bu kadar yaygın? Sadece enstrüman çalmak, müzikal yolculukta yeterli midir? Gelin, bu ilginç ikilemi birlikte inceleyelim.
Gitar çalmak ve şarkı söylemek, temelde birbirinden oldukça farklı iki disiplindir. Gitar çalmak:
Şarkı söylemek ise:
Bir enstrüman çalarken, ön planda "alet" vardır. Dikkat, gitarın üzerindedir. Oysa şarkı söylerken, ifadenin kaynağı doğrudan sizsinizdir. Bu, kendini açığa vurma korkusunu tetikleyebilir. "Acaba sesim kötü mü çıkıyor?", "Doğru tonu tutturamıyor muyum?" gibi endişeler, kişiyi sessiz kalmaya itebilir.
Çoğu kişi gitar çalmayı öğrenmek için ders alır, videolar izler, pratik yapar. Ancak şarkı söylemeyi "doğuştan gelen bir yetenek" olarak görüp, onu geliştirmek için sistematik bir çaba göstermez. Oysa şan dersleri, nefes egzersizleri ve düzenli vokal antrenmanlarla neredeyse herkes şarkı söylemeyi geliştirebilir.
Kendi sesimizi, dışarıdan duyulduğu gibi duymayız. Kayıt cihazından çıkan ses bize yabancı ve bazen de beğenmediğimiz bir ses gibi gelebilir. Bu "vokal reddi", birçok potansiyel şarkıcının yolunu keser.
Eğer siz de "gitar çalabiliyorum ama şarkı söyleyemem" diyenlerdenseniz, aşağıdaki adımlarla bu engeli aşmaya başlayabilirsiniz:
"Gitar çalabilirim ama şarkı söyleyemem" cümlesi, aslında tamamlanmamış bir müzikal hikayenin başlığıdır. Enstrümanınız, sizin sesiniz için harika bir eşlikçidir. Onun tellerinden çıkan her notaya, kendi sesinizden bir renk katmak, müzikal deneyiminizi katbekat zenginleştirecektir. Unutmayın, şarkı söylemek öğrenilebilir bir beceridir. Belki de içinizdeki ses, sadece biraz cesaret ve pratikle dışarı çıkmak için bekliyordur. Gitarınızı alın, basit bir akora basın ve içinizden geldiği gibi mırıldanmaya başlayın. Kim bilir, belki de içinizdeki şarkıcı, siz fark etmeden çoktan hazırdır.