İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın fesheden tarafın, karşı tarafa ödemekle yükümlü olduğu bir tazminattır. Amacı, iş sözleşmesinin feshinden etkilenen tarafın, yeni bir iş bulması veya işe yeni birini alması için gereken süreyi karşılamaktır. Bu tazminat, iş güvencesinin önemli bir parçasıdır.
İhbar süreleri, işçinin kıdemine göre belirlenir ve kanunda belirtilen asgari süreleri içerir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile bu süreler artırılabilir, ancak azaltılamaz.
İhbar tazminatı, işçinin son brüt ücreti üzerinden hesaplanır. Ancak, bazı ek ödemeler de bu hesaba dahil edilebilir. Örneğin, sürekli olarak yapılan yemek yardımı, yol yardımı gibi ödemeler de dikkate alınır.
Hesaplama Formülü:
İhbar Tazminatı = (Günlük Brüt Ücret) x (İhbar Süresi)
Örnek: Bir işçinin son brüt ücreti 15.000 TL ve kıdemi 2 yıl ise, ihbar süresi 6 haftadır (42 gün). Bu durumda, işçinin ihbar tazminatı:
Günlük Brüt Ücret = $rac{15000}{30} = 500$ TL
İhbar Tazminatı = $500 \times 42 = 21000$ TL olacaktır.
Yargıtay, ihbar tazminatına hak kazanabilmek için öncelikle fesih nedeninin açıkça belirlenmesi gerektiğini vurgular. Feshin haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı, ihbar tazminatının doğup doğmadığını doğrudan etkiler.
Yargıtay kararlarında, iş sözleşmesinin feshinde iyi niyet kurallarına uyulması gerektiği sıkça belirtilir. İşveren, işçinin haklarını gözeterek ve dürüstlük ilkesine uygun davranarak fesih sürecini yönetmelidir.
Feshin haklı nedene dayandığını iddia eden taraf, bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Genellikle bu yükümlülük işverendedir. Yargıtay, ispat yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, feshin haksız olduğuna hükmedebilir.