Yurt dışına seyahat ettiğinizde, otelinizi bulamadığınızda, bir müzeyi ararken veya sadece taksi şoförüne adres tarif ederken İngilizce yön bilgisi ve yer tarifi cümleleri hayat kurtarıcı olabilir. Bu yazıda, temel yönleri, en sık kullanılan kalıpları ve pratik diyalog örneklerini öğreneceksiniz. Artık haritaya mahkum olmayın!
Yönler, bir yeri tarif etmenin temel taşıdır. İşte İngilizce'deki dört ana yön ve ara yönler:
Ara Yönler (Intercardinal Directions):
Bir yere nasıl gidileceğini anlatırken bu fiiller sıklıkla kullanılır:
Soru: "Excuse me, how can I get to the post office?" (Afedersiniz, postaneye nasıl gidebilirim?)
Cevap: "Go straight for two blocks. Then turn left at the traffic lights. The post office will be on your right, next to the bank." (İki blok düz git. Sonra trafik ışıklarında sola dön. Postane sağında, bankanın yanında olacak.)
Soru: "Could you tell me where the nearest metro station is?" (En yakın metro istasyonunun nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?)
Cevap: "Walk along this street until you see a big blue building. Cross the square, and the station entrance is behind the fountain. You can't miss it." (Büyük mavi bir bina görene kadar bu cadde boyunca yürüyün. Meydanı geçin, istasyon girişi çeşmenin arkasında. Gözden kaçırmazsınız.)
İngilizce yer tarifi yapmak, başlangıçta zor gelse de bu temel kelime ve kalıpları öğrenmek, özgüveninizi büyük ölçüde artıracaktır. Pratik yapmanın en iyi yolu, bir şehrin haritası üzerinde hayali rotalar çizmek veya seyahat ederken gerçekten insanlara sormaktır. Unutmayın, çoğu insan yardım etmekten mutluluk duyar. İyi yolculuklar! 🌍✈️