İskan politikası, bir devletin nüfusun yerleşim düzenini, dağılımını ve niteliğini belirli hedefler doğrultusunda planlayıp yönlendirmek için uyguladığı stratejiler bütünüdür. Kelime anlamı olarak "yerleştirme, yurtlandırma" demek olan iskân, tarih boyunca devletlerin güvenlik, ekonomi, kültür ve sosyal mühendislik amaçlarıyla başvurduğu temel araçlardan biri olmuştur.
Osmanlılar, Fetih Politikası ve Konar-Göçer Yerleştirme ile iskanı sistemleştirdi. Anadolu'dan Balkanlar'a Türkmen nüfus kaydırarak hem bölgeyi Türkleştirdi hem de askeri savunma hattı oluşturdu. Şenlendirme adı verilen bu politika, boş arazileri tarıma açmak için de kullanıldı.
Roma İmparatorluğu, fethettiği topraklara Roma vatandaşlarını yerleştirerek (koloni kurarak) Latin kültürünü yaydı, yerel halkı asimile etti ve askeri üsler oluşturdu.
Devletler bu politikayı uygulamak için çeşitli yöntemler kullanır:
İskan politikası, geçmişte olduğu gibi günümüzde de -daha incelikli ve modern yöntemlerle- varlığını sürdürüyor. Kentsel dönüşüm projeleri, özel ekonomik bölgeler, üniversite şehirleri ve göçmen entegrasyon programları, modern iskan politikalarının yansımaları olarak değerlendirilebilir. Temelde, bir devletin mekânı ve insanı birlikte şekillendirme iradesinin tarihsel bir ifadesidir.
Bu politika, etik açıdan sıkça tartışma konusu olsa da; devletlerin coğrafyayı, nüfusu ve güvenliği yönetmedeki en kadim stratejilerinden biri olarak tarih sayfalarındaki yerini korumaktadır. 🔐