İslamiyet öncesi dönemde Türklerin sözlü edebiyat geleneği çok güçlüydü. Bu dönemde şiirler, "kopuz" adı verilen saz eşliğinde söylenirdi ve genellikle hece ölçüsü kullanılırdı. En önemli iki tür ise Koşuk ve Sagu'dur.
Koşuklar, Türk boylarının toplu halde düzenlediği şölenlerde (şölen, toy) söylenen şiirlerdi.
💎 Örnek Koşuk Dörtlüğü:
"Aktı akın kara
Könglüm ölür sıkara
Taglar başı karlığ
Tayga başı purlığ"
Günümüz Türkçesiyle:
"Kara akar sularım
Gönlüm ölür sanki kara
Dağların başı karlı
Orman başı sisli"
Sagular, ölen bir kişinin ardından söylenen ve onun kahramanlıklarını, iyiliklerini, erdemlerini anlatan ağıt benzeri şiirlerdir.
💎 Alp Er Tunga Sagusu'ndan:
"Alp Er Tunga öldi mü
Issız ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur"
Günümüz Türkçesiyle:
"Alp Er Tunga öldü mü?
Kötü dünya kaldı mı?
Zaman öcünü aldı mı?
Şimdi yürek yırtılır."
Bu iki tür, Türk halkının İslamiyet'ten önceki yaşam tarzını, duygu dünyasını ve estetik anlayışını anlamamız için çok değerli edebi miraslardır. 🎯