Kaplumbağalar, Testudines takımına ait, karakteristik bir kabuğa sahip soğukkanlı omurgalılardır. Dünyanın en eski sürüngen gruplarından biri olarak, yaklaşık 200 milyon yıldır varlıklarını sürdürüyorlar. Hem karada hem de suda yaşayan türleriyle, ekosistemin vazgeçilmez bir parçasıdırlar.
Kaplumbağaları diğer sürüngenlerden ayıran en belirgin özellik, vücutlarını koruyan kemiksi veya sert bir kabuktur. Bu kabuk, kaburgaları ve omurgayı içeren bir iç iskeletle kaynaşmış durumdadır.
Kaplumbağalar, dünyanın hemen her köşesine uyum sağlamışlardır. Başlıca iki gruba ayrılırlar:
Kaplumbağalar, uzun ömürleri ve yavaş metabolizmaları ile bilinir. Bazı kara türleri 150 yıldan fazla yaşayabilir. Çoğu tür, soğuk kış aylarını brumasyon (soğuk hava uyuşukluğu) halinde geçirir. Deniz kaplumbağalarının yumurtlama göçleri ise doğanın en etkileyici olaylarındandır; doğdukları sahile geri dönerek yumurtalarını bırakırlar.
Ne yazık ki, dünyadaki kaplumbağa türlerinin yarısından fazlası nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Kaplumbağa, birçok kültürde bilgeliğin, sabrın, uzun ömrün ve dayanıklılığın sembolü olarak kabul edilir. Bazı mitolojilerde dünyayı sırtında taşıdığına inanılır. Aisop masallarından günümüz popüler kültürüne (örneğin "Sindirella"daki büyücü veya "Rafadan Tayfa"daki Tosi) kadar geniş bir alanda yer bulmuşlardır.
Kaplumbağalar, gezegenimizin yaşayan fosilleri olarak, doğanın dengesi ve biyolojik çeşitlilik için paha biçilmez bir değere sahiptir. Onları ve yaşam alanlarını korumak, sadece bu kadim canlılar için değil, tüm ekosistemin sağlığı için kritik bir önem taşımaktadır. 🐢💚