Fyodor Dostoyevski'nin 1880 yılında yayımlanan son ve en büyük romanı Karamazov Kardeşler, yalnızca Rus edebiyatının değil, dünya edebiyatının da en önemli felsefi ve psikolojik eserlerinden biri kabul edilir. Roman, bir cinayet etrafında dönen olaylar üzerinden insan ruhunun derinliklerine inerken, inanç, özgür irade, ahlak, Tanrı'nın varlığı ve insanın varoluşsal çatışmaları gibi evrensel temaları irdeler.
Hikaye, despot ve şehvet düşkünü babaları Fyodor Pavloviç Karamazov etrafında toplanan üç kardeşin ve bir gayrimeşru kardeşin hikayesini anlatır:
Baba Fyodor Pavloviç'in gizemli bir şekilde öldürülmesi, romanın dönüm noktasını oluşturur. Tüm şüpheler, babasıyla hem para hem de aşk nedeniyle çatışma içinde olan büyük oğul Dmitri üzerinde toplanır. Ancak cinayet, yalnızca bir suç hikayesi değil, karakterlerin iç dünyalarındaki ahlaki ve felsefi hesaplaşmaların dışa vurumudur.
İvan'ın akılcılığı ve Alyoşa'nın imanı arasındaki karşıtlık, romanın bel kemiğidir. İvan'ın anlattığı "Büyük Engizisyoncu" efsanesi, özgür irade, otorite ve insanın mutluluk arayışı üzerine en çok tartışılan bölümlerden biridir.
Baba cinayeti, yalnızca fiziksel bir eylem değil, aynı zamanda otoriteye, geleneğe ve Tanrı fikrine karşı işlenmiş sembolik bir suç olarak ele alınır.
Roman, Tanrı olmadan ahlakın temellendirilip temellendirilemeyeceği sorusunu merkeze alır. İvan'ın felsefesi, ahlaki çöküşün zeminini hazırlar.
Dostoyevski, karakterlerinin çektikleri acılar ve pişmanlıklar üzerinden ruhsal arınma ve kefaret olasılığını araştırır.
Karamazov Kardeşler, varoluşçuluk, psikoloji ve teoloji alanlarında derin etkiler bırakmıştır. Freud'un eser üzerine analizler yapması, romanın psikolojik derinliğini gösterir. Dostoyevski, her karakterde insan doğasının farklı bir yönünü (tutku, akıl, inanç, kin) temsil ederek, okuyucuyu nihai bir yargıda bulunmadan tüm bu yönleri anlamaya davet eder.
Sonuç olarak, Karamazov Kardeşler, basit bir polisiye yaşam öyküsünden çok daha fazlasıdır. İnsan ruhunun karanlık ve aydınlık dehlizlerinde, en temel varoluşsal sorularla birlikte yapılan unutulmaz bir yolculuktur. Dostoyevski'nin "Hepiniz insanlığa karşı sorumlusunuz" mesajıyla son bulan bu dev eser, her okumada yeni anlamlar keşfedilecek bir başyapıttır.