Doğa, bize her zaman şaşırtıcı gerçekler sunar. İnsan vücuduyla kıyasladığımızda oldukça "tuhaf" görünebilecek anatomik yapılar, aslında her canlının yaşam stratejisinin bir parçasıdır. İşte bu ilginç gerçeklerden biri de, sevdiğimiz deniz mahsulü karidesin kalbinin kafasının içinde olmasıdır. Gelin, bu merak uyandıran konuyu birlikte inceleyelim.
Karidesler, omurgasızlar şubesinin eklembacaklılar alt şubesinde yer alır. Vücutları baş (sefalotoraks) ve karın (abdomen) olmak üzere iki ana bölgeden oluşur. Bizim "kafa" olarak gördüğümüz kısım aslında baş ve göğsün kaynaşmış halidir ve "sefalotoraks" olarak adlandırılır. İşte karidesin hayati organlarının çoğu, korunaklı bir zırh gibi olan bu bölgenin içinde yer alır.
Evet, kesinlikle. Karidesin kalbi, sefalotoraksın (yani kafasının) üst-arka kısmında, sırt tarafında, kabuğun hemen altında konumlanmıştır. Yemek için başını ayırdığınızda, genellikle sırtında küçük, koyu renkli bir nokta veya minik bir organ olarak görülebilir.
Karidesin dolaşım sistemi insanınkinden oldukça farklıdır. Açık dolaşım sistemine sahiptir. Bu sistemde:
Kalbin kafada, solungaçların hemen yanında olması, verimli bir şekilde temizlenmiş kanı hızlıca vücuda dağıtabilmesi için avantajlı bir dizayndır.
Bu yerleşim, karidesin evrimsel süreci ve yaşam tarzıyla ilgilidir. Birkaç önemli sebep şunlar olabilir:
Karidesi temizlerken veya yerken kafasının içindeki koyu renkli, minik yapıyı fark etmişsinizdir. İşte o, genellikle karidesin kalbi ve/veya hepatopankreas (sindirim/saklama organı) gibi yapılarıdır. Bu, onun "kirli" veya "zehirlidir" anlamına gelmez; sadece anatomik yapısının bir parçasıdır. Temizlenmesi tercihe bağlıdır.
Karidesin kalbinin kafasında olması, doğanın canlıları ihtiyaçlarına göre nasıl şekillendirdiğinin mükemmel bir örneğidir. Bu küçük detay bile, biyolojik çeşitliliğin ve uyum sağlama yeteneğinin ne kadar hayranlık uyandırıcı olduğunu gösterir. Bir dahaki sefere bir karides gördüğünüzde, onun minik kalbinin o sert kabuğun altında, başında attığını hatırlayın!