Kıble rüzgarı, yön belirtmek için kullanılan geleneksel rüzgâr isimlerinden biridir ve adını İslam dininde namaz kılarken yönelinen Kâbe'nin bulunduğu yön olan kıbleden alır. Coğrafi olarak, Türkiye'den bakıldığında kıble yaklaşık olarak güney-güneydoğu yönünü işaret eder. Dolayısıyla, "Kıble rüzgarı" da genel anlamda güneyden esen rüzgâr olarak tanımlanır.
Eski denizcilik ve coğrafya geleneğinde, yönler ana ve ara yönlerle birlikte önemli sabit noktalara (kıble, lodos, poyraz gibi) göre adlandırılırdı. Bu isimlendirme, özellikle pusulanın yaygın olmadığı dönemlerde pratik bir yön bulma yöntemiydi.
Güneyden esen Kıble rüzgarı, Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerinden gelen hava kütlelerini taşır. Bu nedenle genellikle:
"Kıble" kelimesi Arapça'da "yön" anlamına gelir. İslami terminolojide ise Mekke'deki Kâbe'yi işaret eder. Türkiye coğrafyası düşünüldüğünde, Mekke yaklaşık olarak güney-güneydoğu istikametinde olduğu için, kıble yönü de bu şekilde belirlenmiştir. Bu nedenle, güneyden esen rüzgâra da "Kıble rüzgarı" denmiştir.
Kıble yönü, bulunulan konuma göre tam güneyden birkaç derece sapma gösterebilir. Örneğin İstanbul'da güneydoğuya yakınken, Hakkâri'de daha çok güneybatıya yakındır. Ancak geleneksel rüzgâr isimlendirmesinde "Kıble" genel olarak güney anlamında kullanılır.
Günlük hava durumu tahminlerinde artık daha çok "güney rüzgârı" ifadesi kullanılsa da, özellikle denizcilik, balıkçılık ve yaşlı nesil arasında bu geleneksel isim hala yaşamaktadır. Kültürel mirasımızın bir parçası olan bu rüzgâr isimleri, yönleri hatırlamak için pratik bir dil zenginliği sunar.
Sonuç olarak, Kıble rüzgarı güneyden eser ve hem coğrafi hem de kültürel bir anlam taşır. Sıcak karakteriyle bilinen bu rüzgâr, aynı zamanda bin yıllık yön bulma geleneğimizin de canlı bir örneğidir.