Kıbrıs, Akdeniz'in doğusunda yer alan ve tarih boyunca birçok medeniyetin ilgisini çeken stratejik bir adadır. Osmanlı İmparatorluğu 1571'de adayı fethetmiş ve burada önemli bir Türk nüfus yerleşmiştir. 1878'de ada yönetimi geçici olarak Britanya'ya devredilmiş, 1925'te ise resmi bir İngiliz kolonisi haline gelmiştir.
1960 yılına gelindiğinde, Kıbrıs Türk ve Rum toplumları arasında varılan anlaşmalarla Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu anlaşmalar, iki toplumun siyasi eşitliğini garanti altına almayı amaçlıyordu. Ancak Rum tarafı, anayasanın kendilerine tanıdığı hakları "kısıtlayıcı" bulmuş ve 1963'te anayasayı tek taraflı olarak değiştirmeye kalkışmıştır. Bu durum, adada şiddet olaylarının artmasına ve Türk toplumunun devlet yönetiminden dışlanmasına yol açmıştır.
1974 yılı, Kıbrıs meselesinde kritik bir dönüm noktası olmuştur. 15 Temmuz 1974'te, Yunanistan'daki cunta yönetiminin desteğiyle Nikos Sampson önderliğindeki Rum milliyetçileri, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'u devirerek adayı Yunanistan'a bağlama amacı güden bir darbe gerçekleştirmiştir.
Bu gelişme, Türkiye için kabul edilemez bir durum oluşturmuştur:
Türkiye, uluslararası anlaşmalardan doğan hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 sabahı saat 06:05'te "Barış Harekatı"nı başlattı. Harekatın amacı, darbeci Rum yönetimini etkisiz hale getirmek ve adada barışı tesis etmekti.
25 Temmuz-14 Ağustos tarihleri arasında Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında Cenevre'de görüşmeler yapıldı. Ancak Rum tarafının uzlaşmaz tutumu ve zaman kazanma çabaları nedeniyle görüşmelerden sonuç alınamadı.
14 Ağustos 1974'te Türkiye, ikinci Barış Harekatını başlattı. Bu harekatla:
Kıbrıs Barış Harekatı, hem Türkiye hem de Kıbrıs Türkleri açısından tarihi öneme sahiptir:
Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye'nin uluslararası anlaşmalardan doğan meşru hakkını kullandığı ve Kıbrıs Türklerinin varlığını güvence altına aldığı tarihi bir hamledir. Harekat, adada yaşanan insanlık dramını sona erdirmiş ve iki toplumun yan yana, barış içinde yaşayabilmesinin zeminini hazırlamıştır.
Bugün, Kıbrıs meselesinin adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması için sürdürülen müzakerelerin temeli, 1974 Barış Harekatı'nın sağladığı dengeler üzerine inşa edilmiştir. Harekat, Türkiye'nin bölgesel güvenlik ve istikrar konusundaki kararlılığının da önemli bir göstergesi olarak tarihteki yerini almıştır.