Kimya, evrenin temel yapı taşları olan maddeyi ve onun geçirdiği dönüşümleri inceleyen merkezi bir bilim dalıdır. Atomlardan, moleküllerden ve bunların etkileşimlerinden oluşan "görünmez dünyanın" kurallarını keşfeder. Günlük hayatımızın her anında, soluduğumuz havadan yediğimiz yemeğe, giydiğimiz kıyafetten kullandığımız ilaçlara kadar her şeyin temelinde kimya vardır.
Kimya bilimi, maddenin yapısını, özelliklerini, birleşimini ve değişimini sistematik olarak araştırır. Temel soruları şunlardır:
Kimya, çalışma alanının genişliği nedeniyle birkaç ana dala ayrılır:
Maddelerin bileşenlerini ve yapılarını nitel ve nicel olarak analiz eder. "Ne var ve ne kadar var?" sorusuna cevap arar. Kalite kontrol, adli tıp ve çevre analizlerinin temelini oluşturur.
Karbon temelli bileşikleri inceler. Yaşamın kimyasıdır; petrol ürünleri, ilaçlar, plastikler, boyalar ve neredeyse tüm biyolojik moleküller (DNA, proteinler) bu alanın konusudur.
Organik olmayan, genellikle karbon içermeyen bileşikleri ve elementleri inceler. Metaller, mineraller, asitler, bazlar ve gazlar bu dalın ilgi alanına girer.
Kimyanın fizikle kesiştiği noktadır. Kimyasal sistemlerdeki enerji, hız, denge ve kuantum mekaniği gibi konuları matematiksel modellerle açıklar. Örneğin, bir pilin nasıl çalıştığını açıklamak için fizikokimya kullanılır.
Canlı organizmalardaki kimyasal süreçleri inceler. Metabolizma, enzimler, genetik kod ve hücresel işleyişin kimyasal temellerini araştırır. Tıp ve biyoteknolojinin kalbidir.
Kimya, soyut bir laboratuvar bilimi değildir. Hayatımızın her köşesindedir:
Kimya, insanlığın karşılaştığı küresel sorunlara çözüm üretmede kilit rol oynar. İklim değişikliğiyle mücadelede yeni enerji depolama sistemleri, artan nüfus için daha verimli gübreler ve tarım ilaçları, sağlık alanında kişiselleştirilmiş tedaviler ve yeni malzemelerin keşfi, hep kimya biliminin ilerlemesiyle mümkün olacaktır.
Özetle, kimya, maddenin dilini çözmeye çalışan, merak ve deneyle ilerleyen, hem temel hem de uygulamalı bir bilimdir. Etrafımızdaki dünyayı anlamak ve onu iyileştirmek için bize güçlü bir araç seti sunar. Evrendeki atomik dansın kurallarını öğrenmek, aslında kendimizi ve içinde yaşadığımız gezegeni daha iyi anlamak demektir.