Halit Ziya Uşaklıgil'in Mai ve Siyah (1897) romanı, Türk edebiyatında Batılı tarzda yazılmış ilk modern romanlardan biri olarak kabul edilir. Eserin merkezinde yer alan Ahmet Cemil karakteri, Servet-i Fünun dönemi aydınının trajedisini ve hayal kırıklıklarını simgeleyen unutulmaz bir portredir.
Ahmet Cemil, genç bir şair olarak edebiyat dünyasında büyük hayaller kuran idealist bir karakterdir. "Mai" (mavi) onun şiirsel ütopyasını, ulaşılması güç ideallerini temsil ederken; "Siyah" ise içine düştüğü karamsarlık ve hayal kırıklıklarını sembolize eder.
Roman boyunca Ahmet Cemil, hayalleri ile gerçekler arasında sıkışıp kalır. Maddi zorluklar, ailevi sorumluluklar ve toplumsal beklentiler, onun sanatçı kimliğiyle çatışma halindedir.
Romanın başında parlak hayallerle dolu olan Ahmet Cemil, yaşadığı her hayal kırıklığıyla biraz daha yıpranır. Bu süreç onu kaçınılmaz bir çöküşe sürükler:
Ahmet Cemil karakteri, sadece bireysel bir trajediyi değil, aynı zamanda bir dönemin aydın profilini de yansıtır:
Ahmet Cemil, Türk edebiyatının en unutulmaz karakterlerinden biri olarak, hayal kırıklığının ve idealizmden gerçekçiliğe geçişin evrensel hikayesini temsil eder. Onun trajedisi, sadece 19. yüzyıl sonu Osmanlı aydınının değil, tüm zamanların hayalperest gençlerinin ortak hikayesidir. Halit Ziya'nın bu derinlikli karakteri, okuyucuyu hayallerin gücü ve kırılganlığı üzerine düşünmeye davet eder.