Guy de Maupassant (1850-1893), Fransız edebiyatının realizm ve natüralizm akımlarının en önemli öykü yazarlarından biridir. Onun adıyla anılan "Maupassant Tarzı Hikaye", özellikle olay öykücülüğünün klasik ve etkili bir modeli olarak kabul edilir. Bu ders notunda, bu tarzın temel özelliklerini, yapısını ve edebiyatımızdaki yansımalarını öğreneceğiz.
Bu tarz hikayelerin merkezinde güçlü, sürükleyici ve şaşırtıcı bir olay vardır. Olay, hikayenin bel kemiğini oluşturur ve diğer tüm unsurlar (kişiler, mekan, zaman) bu olayı desteklemek için vardır.
Klasik anlatı yapısı sıkı sıkıya uygulanır:
Maupassant, toplumu ve insan doğasını bir gözlemci nesnelliğiyle anlatır. Betimlemeler detaylı ve gerçekçidir. Kahramanlar sıradan insanlar olabilir, ancak olay içinde sıra dışı bir durumla karşı karşıya kalırlar.
Olaylar kadar, kahramanların bu olaylar karşısındaki içsel tepkileri ve psikolojik durumları da önemlidir. Ancak bu, olayın akışı içinde verilir, uzun iç monologlara yer verilmez.
Ömer Seyfettin, Türk edebiyatında bu tarzın en başarılı ve bilinçli temsilcisi kabul edilir. "Bomba", "Falaka", "Diyet", "Pembe İncili Kaftan" gibi hikayeleri, olay örgüsünün sağlamlığı, sürükleyiciliği ve çarpıcı sonlarıyla Maupassant geleneğinin tipik örnekleridir.
Sonuç olarak, Maupassant tarzı hikaye, okuyucuyu olayın içine çeken, merak duygusunu son ana kadar canlı tutan ve bitirdikten sonra etkisi uzun süren, sağlam kurgulu anlatılar yaratmanın edebi bir formülüdür.