Nakşibendilik, İslam dünyasının en yaygın ve etkili tarikatlarından biridir. Kurucusu Hace Bahaeddin Nakşibend'dir (1318-1389). Bu tasavvuf yolu, sakin, içe dönük ve şeriat kurallarına sıkı sıkıya bağlı bir anlayışı benimsemiştir.
Asıl adı Muhammed Bahaeddin olan bu büyük mutasavvıf, bugünkü Özbekistan'ın Buhara şehrinde doğmuş ve yaşamıştır. "Nakşibend" ismi, "nakış yapan" anlamına gelir ve onun insan kalbine Allah sevgisini ve zikrini nakşeden bir usta olduğuna işaret eder. ❤️
Nakşibendilik, diğer bazı tarikatlardan farklı olarak, büyük ölçüde sessiz zikir (zikr-i hafi) üzerine kuruludur. Yüksek sesle yapılan zikir ve müzikli ayinler yerine, kalpten ve sessizce Allah'ı anmayı esas alır.
Nakşibendilik, manevi bir soy ağacı olan "silsile"ye çok önem verir. Bu silsile, Hz. Muhammed'den (s.a.v.) başlayıp, Ebu Bekir (r.a.) ve bir dizi büyük veli üzerinden Bahaeddin Nakşibend'e kadar uzanır. Bu, öğretinin kökeninin sağlamlığını gösterir. 📿
Nakşibendilik, özellikle Orta Asya, Hindistan, Kafkaslar ve Anadolu'da yayılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda büyük etki sahibi olmuş ve toplumun her kesiminden insanı etkilemiştir. Günümüzde de dünyanın dört bir yanında milyonlarca mensubu bulunmaktadır.
Nakşibendilik, sessiz zikir, sohbet ve şeriat'a bağlılık üçgeninde şekillenen, disiplinli ve deruni bir tasavvuf yoludur. Bahaeddin Nakşibend, insanlara gürültüden uzak, kalbin safiyetine ve iç disipline dayalı bir manevi yol haritası sunmuştur.