Homeros'un ölümsüz eseri Odysseia, Truva Savaşı'nın ardından evine dönmeye çalışan Odysseus'un (Latincede Ulysses) başından geçen olağanüstü maceraları anlatır. On yıl süren savaşın ardından bir on yıl da eve dönüş yolculuğuyla geçen bu destan, mitoloji, macera ve insan doğasının derinliklerine bir yolculuktur.
Truva'nın düşüşünden sonra Odysseus ve adamları, farklı denizlerde ve adalarda bir dizi zorluğa göğüs gererler. Bu zorluklar arasında:
Odysseus, evine dönebilmek için Hades'e, yani Ölüler Ülkesi'ne inmek zorundadır. Burada, geleceği hakkında bilgi almak için kahin Tiresias'ın ruhuyla konuşur. Ayrıca, annesi Antikleia ve Agamemnon gibi önemli figürlerin ruhlarıyla da karşılaşır.
Odysseus ve adamları, yolculuklarına devam ederken çeşitli tehlikelerle karşılaşırlar:
Odysseus, gemi kazasından sonra Kalipso adlı bir deniz perisinin adasına sürüklenir. Kalipso, Odysseus'a aşık olur ve onu adasında alıkoyar. Yedi yıl boyunca Kalipso'nun esiri olarak yaşar. Sonunda, tanrıların emriyle Kalipso, Odysseus'u serbest bırakmak zorunda kalır.
Odysseus, Phaiak halkının yardımıyla memleketi İthaka'ya döner. Ancak, on yıl boyunca savaştan ve on yıl da yolculuktan sonra, kimse onu tanımaz. Kendisini bir dilenci kılığına sokarak sarayına gizlice girer. Bu sırada, karısı Penelope'yi evlenmeye zorlayan bir sürü talip sarayı istila etmiştir.
Penelope, taliplerine bir yarışma düzenler: Sadece Odysseus'un kullanabildiği yayı kurup okunu on iki baltanın arasından geçiren kişiyle evlenecektir. Taliplerin hiçbiri yayı kuramaz. Dilenci kılığındaki Odysseus yayı kolayca kurar ve okunu hedefe isabet ettirir. Ardından, gerçek kimliğini açığa vurarak talipleri öldürmeye başlar. Oğlu Telemakhos, sadık çoban Eumaios ve sütannesi Eurykleia'nın yardımıyla tüm talipleri öldürür ve İthaka tahtını geri alır.
Odysseus, karısı Penelope ve oğlu Telemakhos ile yeniden bir araya gelir. Tanrıça Athena'nın yardımıyla, taliplerin aileleri ile Odysseus arasındaki kan davası sona erdirilir ve İthaka'da huzur yeniden sağlanır.