Pastörizasyon, yiyecek ve içeceklerde (özellikle süt, meyve suyu, bira ve yumurta gibi) bulunan ve hastalığa neden olabilecek zararlı mikroorganizmaları (patojenleri) belirli bir sıcaklıkta, belirli bir süre ısıtarak yok etme işlemidir. Bu yöntem, adını Fransız bilim insanı Louis Pasteur'den almıştır.
Pastörizasyon, gıdaları kaynama noktasının altındaki bir sıcaklığa (genellikle 60°C ile 85°C arası) kadar ısıtır ve sonra hızla soğutur. Bu işlem:
Önemli bir nokta, pastörizasyonun tam bir sterilizasyon olmadığıdır. Tüm mikroorganizmalar ölmez, bu nedenle pastörize ürünlerin belirli bir süre içinde tüketilmesi ve genellikle buzdolabında saklanması gerekir.
Pastörizasyonun en büyük katkısı, gıda kaynaklı hastalıkların önlenmesidir. İşlemden önce, çiğ süt gibi ürünler tifo, bruselloz ve tüberküloz gibi ciddi hastalıkların yayılmasına neden oluyordu. Pastörizasyon, bu ölümcül hastalıkların kontrol altına alınmasında devrim yaratmıştır.
Pastörizasyon sayesinde süt ve meyve suyu gibi temel besinler, şehirlerde yaşayan milyonlarca insana güvenli bir şekilde ulaştırılabilir hale gelmiştir. Bu, özellikle bebekler, çocuklar, hamile kadınlar ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar için hayati önem taşır.
Pastörize edilmiş ürünler, işlem görmemiş olanlara kıyasla çok daha uzun süre bozulmadan kalabilir. Bu da gıda israfının önemli ölçüde azalmasına ve tüketicilerin daha uzun süre güvenle gıda saklayabilmesine olanak tanır.
Pastörizasyon, gıdaların besin değerlerini (vitaminler, mineraller) büyük ölçüde korur. Örneğin, UHT gibi yüksek sıcaklık işlemlerine kıyasla, geleneksel pastörizasyon sütteki B vitaminleri gibi ısıya hassas besin ögelerinin kaybını minimize eder.
Güvenli ve dayanıklı gıda arzı, büyük ölçekli bir süt ve meyve suyu endüstrisinin gelişmesini sağlamış, bu da çiftçilere ve ekonomiye önemli bir gelir kaynağı yaratmıştır. Ayrıca, insanların sağlıklı kalması, sağlık harcamalarını ve işgücü kaybını azaltarak topluma dolaylı bir ekonomik katkı sağlar.
Pastörizasyon, modern dünyanın en önemli halk sağlığı müdahalelerinden biridir. Basit bir ısıl işlem olarak başlayan bu yöntem, milyonlarca insanın hayatını gıda kaynaklı hastalıklardan koruyarak ortalama yaşam süresinin uzamasına ve yaşam kalitesinin artmasına doğrudan katkıda bulunmuştur. Günlük hayatımızda tükettiğimiz birçok gıdanın güvenli olmasının arkasındaki sessiz kahramandır.