Penisilin, modern tıbbın dönüm noktalarından biri olarak kabul edilen ve milyonlarca hayat kurtaran bir antibiyotiktir. Bu mucizevi keşfin hikayesi, bir tesadüf sonucu başlamış ve tıp tarihini sonsuza kadar değiştirmiştir.
Penisilin, İskoç bakteriyolog Alexander Fleming tarafından 1928 yılında Londra'daki St. Mary's Hastanesi'nde keşfedilmiştir. Fleming, bir yaz tatilinden döndüğünde laboratuvarındaki petri kaplarında küf mantarlarının ürediğini fark etti. Bu küfün (Penicillium notatum) etrafındaki bakterilerin öldüğünü gözlemledi.
Fleming'in keşfi başlangıçta yeterince ilgi görmedi. 1938'de Howard Florey ve Ernst Chain adlı bilim insanları penisilini saflaştırmayı ve kitlesel üretim yöntemlerini geliştirmeyi başardılar. Bu çalışmalar, II. Dünya Savaşı sırasında binlerce askerin hayatını kurtardı.
1945 yılında Fleming, Florey ve Chain, penisilini keşfettikleri ve geliştirdikleri için Fizyoloji veya Tıp Nobel Ödülü'ne layık görüldüler.
Penisilin keşfi, tıp tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Alexander Fleming'in dikkatli gözlemleri, Florey ve Chain'in çalışmalarıyla birleşerek modern antibiyotik çağını başlatmış ve insanlık tarihini değiştirmiştir. Bu keşif, bilimsel araştırmalarda tesadüflerin ve disiplinli çalışmanın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.