Avrupa'nın batı ucunda, Atlas Okyanusu'na nazır bir ülke olan Portekiz'in kalbi, tartışmasız bir şekilde Lizbon'dur. "Portekiz'in başkenti neresidir?" sorusunun yanıtı olan bu renkli şehir, sadece idari bir merkez olmanın çok ötesinde, ülkenin ruhunu, tarihini ve kültürünü yansıtan bir mozaiktir.
Lizbon, Portekiz'in en büyük şehri ve aynı zamanda ülkenin siyasi, ekonomik ve kültürel merkezidir. Tarihi MÖ 1200'lere kadar uzanan bu kadim şehir, Fenikeliler, Romalılar, Morolar ve nihayetinde 1147'de Portekizliler tarafından fethedilerek, krallığın başkenti ilan edilmiştir. Coğrafi konumu, onu keşifler çağında dünyaya açılan bir kapı haline getirmiştir.
Lizbon, her köşesinde sürprizler barındıran bir açık hava müzesi gibidir.
Portekiz mutfağının başkenti olan Lizbon, deniz ürünleri ve tatlılarıyla ünlüdür. Pastéis de Belém (özel tarifli yumurta tartları), bacalhau (tuzlu morina balığı) ile yapılan yüzlerce çeşit yemek ve sardalyeler, buradaki mutfak serüveninin vazgeçilmez parçalarıdır.
Lizbon, sadece Portekiz'in başkenti değil, aynı zamanda hüzünlü Fado müziğinin, sıcak güneşin, tarihi dokunun ve modern yaşamın iç içe geçtiği bir duygu başkentidir. Sokaklarında kaybolmanın keyif, tepe manzaralarının büyüleyici, insanlarının ise sıcakkanlı olduğu bu şehir, her ziyaretçisine kendine özgü bir hikâye sunar. Portekiz denince akla gelen ilk şehir olması hiç de tesadüf değildir.
Lizbon, haritalardaki coğrafi konumunun çok ötesinde, bir rüya ve gerçeğin buluşma noktasıdır.