Eğitim dünyası, geleneksel öğretim yöntemlerinin ötesine geçerek öğrenciyi merkeze alan yaklaşımlara yöneliyor. Bu yaklaşımlardan biri olan Probleme Dayalı Öğrenme (PDÖ), öğrencilerin gerçek dünya problemleri üzerinden bilgi ve beceri kazandığı, yapılandırmacı bir öğretim modelidir. Peki, bu model tam olarak nasıl işliyor ve neden bu kadar etkili kabul ediliyor?
Geleneksel eğitimde genellikle önce teori öğretilir, ardından örnekler ve problemler verilir. PDÖ'de ise bu süreç tam tersine işler: Öğrenciler, henüz konu hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmadan, gerçekçi, karmaşık ve açık uçlu bir problemle karşı karşıya getirilir. Bu problem üzerine düşünür, tartışır ve çözüm yolları ararken, ihtiyaç duydukları bilgiyi kendileri araştırarak ve keşfederek öğrenirler.
PDÖ, ilk olarak 1960'lı yıllarda McMaster Üniversitesi (Kanada) Tıp Fakültesi'nde geleneksel tıp eğitimine bir alternatif olarak geliştirilmiştir. Amaç, teorik bilgi yüklemesi yapmak yerine, geleceğin doktorlarını gerçek hasta vakalarıyla erken aşamada tanıştırmak ve onları klinik akıl yürütmeye hazırlamaktı. Başarısı kanıtlandıkça, mühendislik, hukuk, işletme ve temel bilimler de dahil olmak üzere pek çok farklı disipline yayılmıştır.
PDÖ tipik olarak küçük gruplar halinde ve bir kolaylaştırıcı (tutor) eşliğinde yürütülür. Süreç genellikle şu adımlardan oluşur:
PDÖ mucizevi bir yöntem değildir. Başarılı olması için;
Ayrıca, geleneksel yöntemlere alışkın öğrenciler başlangıçta "ne öğreneceğim?" belirsizliğinden rahatsız olabilir ve sürece direnç gösterebilir.
Probleme Dayalı Öğrenme, bilgi çağında sadece "bilgiyi depolayan" değil, "bilgiyi kullanabilen, yeni durumlara uyarlayabilen ve çözüm üretebilen" bireyler yetiştirmek için tasarlanmıştır. 21. yüzyıl becerileri olarak adlandırılan karmaşık problem çözme, yaratıcılık ve iş birliği gibi yetkinlikleri doğal ortamında geliştirir. Bu nedenle, sadece bir öğretim yöntemi değil, aynı zamanda öğrenmeye ve öğretmeye bakış açımızı değiştiren güçlü bir eğitim felsefesi olarak kabul edilmektedir.
Eğitimde gerçek başarı, doğru cevapları vermek değil, doğru soruları sormayı öğrenmektir. PDÖ de tam olarak bunu hedefler.