Şiirde ahenk unsurlarını öğrenirken en çok kafa karıştıran konulardan biri redif ve kafiye ilişkisidir. Öğrenciler genellikle "Redif yoksa kafiye de yok mudur?" sorusunu sorar. Bu ders notunda, bu kritik soruyu netleştireceğiz.
Mısra sonlarındaki farklı anlamlara sahip ancak ses bakımından benzer kelime veya eklerdir. Benzeşme en az bir harfle (genellikle sesli harften sonra gelenlerle) olur.
Örnek: "Kalem" ve "elem" kelimelerindeki -lem sesleri kafiyedir.
Mısra sonlarında görev ve anlamı aynı olan ek, kelime veya kelime gruplarının tekrarıdır. Kafiyeden hemen sonra gelir veya kafiye yoksa doğrudan kendisi bulunur.
Örnek: "Gözlerimde yaş, içimde elem var / Bilmem ki bu gönül sana neden kıyar?" dizelerindeki "var" ve "kıyar" kelimelerindeki -ar kafiye, "var" ise rediftir.
Evet, redif olmadan kafiye olur. Redif, kafiyenin zorunlu bir parçası değildir. Birçok şiirde sadece kafiye kullanılır, redife yer verilmez.
"Bir garip ölmüş diyeler / Üç günden sonra duyalar / Soğuk su ile yuyalar / Şöyle garip bencileyin" (Pir Sultan Abdal)
İnceleme: "diyeler", "duyalar", "yuyalar" kelimelerindeki -yalar/-yeler ses benzerliği bir tunç kafiye örneğidir. Burada redif yoktur.
"Gönlüm isterdi ki mazini dirilten sanat / Sana tarihini her lâhza hayal ettirsin" (Mehmet Akif Ersoy)
İnceleme: "sanat" ve "ettirsin" kelimelerinde kafiye yoktur. Ancak "dirilten sanat" ve "hayal ettirsin" ifadelerindeki "-tirsin/-tirten" kısımları kafiye, "sanat" ve "ettirsin" kelimelerinden sonra gelen ekler redif olarak düşünülebilir. Karışık yapılar için dikkatli inceleme gerekir.
Redif ve kafiye, şiirin ahengini sağlayan ayrı ama ilişkili iki unsurdur. Bir şiirde redif olmadan sadece kafiye bulunabilir. Bu durum, kafiyenin varlığını veya işlevini etkilemez. Temel kural: "Kafiye, redifin varlığına bağlı değildir; ancak redif varsa, ondan önce mutlaka bir kafiye gelmelidir."
🎯 Ödev: Elinizdeki bir şiir antolojisinden redifsiz kafiye örnekleri bulunuz ve sınıfta paylaşınız.