Osmanlı İmparatorluğu’nun zirveye yükseldiği Yavuz Sultan Selim döneminin en kritik dönüm noktalarından biri, Ridaniye Savaşı ve bunun sonucunda sembolik olarak Halifeliğin Osmanlı’ya geçişidir. Bu olaylar, siyasi ve askeri hakimiyetin yanı sıra, İslam dünyasının liderlik makamının da Osmanlı padişahına intikal ettiği süreci başlatmıştır.
Mercidabık Savaşı’nda (1516) Memlük ordusunu mağlup eden Yavuz Sultan Selim, Suriye ve Filistin’i ele geçirmişti. Ancak asıl hedef, Memlük Sultanlığı’nın kalbi olan Mısır’dı. Memlük Sultanı II. Tomanbay, Kahire’nin kuzeydoğusundaki Ridaniye’de, güçlü bir savunma hattı kurdu. Topları ve siperleri ön hatlara yerleştirerek, Osmanlı’nın geleneksel taarruzunu bekliyordu.
Yavuz Sultan Selim ise sıra dışı bir taktik geliştirdi. Ordusunu çölü aşırarak Memlük hatlarının arkasına sarkıttı. Böylece Memlük topları işe yaramaz hale geldi. Şiddetli çarpışmalar sonucunda Osmanlı ordusu kesin bir zafer kazandı. Zaferin ardından Osmanlı birlikleri Kahire’ye girdi ve kısa süreli direnişlerin ardından Mısır’ın fethi tamamlandı.
Ridaniye zaferinden sonra ele geçirilen bir diğer önemli unsur, halifelik iddiasının sembolik meşruiyetiydi. Yaygın kanının aksine, halifelik “resmen” bir törenle devredilmemiş, daha ziyade fiili ve sembolik bir süreç izlemiştir.
Abbasi Halifeliği 1258’de Moğollar tarafından yıkıldıktan sonra, halifelik unvanı Memlüklerin himayesindeki Abbasi soyundan gelenlere geçmişti. Bu halifeler siyasi güçten yoksun, sembolik figürlerdi.
Ridaniye Savaşı, askeri bir zafer olmanın ötesinde, Osmanlı Devleti’ni bir imparatorluktan cihat ve hilafet merkezli bir dünya gücüne dönüştüren adımdı. Halifeliğin Osmanlı’ya intikali süreci, devletin İslam dünyasındaki liderlik iddiasını perçinledi. Bu miras, Osmanlı’nın son döneminde “Pan-İslamizm” politikasının temelini oluşturdu ve 1924’te TBMM tarafından halifeliğin kaldırılmasına kadar devletin kimliğinde önemli bir sembol olarak kaldı.
Dolayısıyla Ridaniye, yalnızca bir meydan muharebesinin adı değil, siyasi, dini ve kültürel tarihimizde derin izler bırakan bir dönüm çağının başlangıç noktasıdır.