Victor Hugo'nun 1862'de yayımlanan başyapıtı Sefiller (Les Misérables), sadece bir roman değil, aynı zamanda 19. yüzyıl Fransa'sının sosyal, politik ve insani bir panoramasıdır. İyilik, adalet, aşk, fedakarlık ve toplumsal eşitsizlik temalarını derinlemesine işleyen bu epik eser, dünya edebiyatının en etkileyici klasiklerinden biri olarak kabul edilir.
Jean Valjean, tahliye olduktan sonra toplum tarafından dışlanır. Piskopos Myriel'in ona gösterdiği şefkat ve güven (çalınan gümüş takımları ona hediye etmesi), Valjean'ın hayatını tamamen değiştirir. Yeni bir kimlikle Mösyö Madeleine adıyla zengin ve saygın bir iş adamı ve belediye başkanı olur.
Valjean, fabrikasında çalışan Fantine'in işten atılmasına dolaylı olarak sebep olur. Fantine, kızı Cosette'i para karşılığında bıraktığı Thénardier ailesinin elinden kurtarmak için saçını, dişlerini satar ve fuhuşa sürüklenir. Valjean olanları öğrenince Fantine'e yardım eder ancak onu kurtaramaz. Ölmeden önce, Valjean'dan Cosette'i bulup korumasını ister.
Valjean'ın eski mahkum olduğunu öğrenen müfettiş Javert, onu yakalamaya ant içer. Valjean, Javert'ten kaçarak Cosette'i Thénardier'lerin elinden kurtarır ve Paris'e kaçar. Cosette'i kendi kızı gibi büyütür.
Yıllar sonra büyüyen Cosette, genç devrimci Marius ile tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. 1832 Haziran Ayaklanması patlak verdiğinde Marius barikatlara katılır. Valjean, Cosette'in sevdiği adamı kurtarmak için barikatlara gider. Burada, kendisini yakalamak için devrimciler arasına sızan Javert ile karşılaşır. Valjean, Javert'i öldürmek yerine serbest bırakır.
Bu davranış, Javert'in katı dünya görüşünü temelden sarsar. İki ilkesi – yasaya bağlılık ve Valjean'ın iyiliğine duyduğu minnet – arasında sıkışan Javert intihar eder. Valjean, yaralı Marius'u kanalizasyonlardan geçirerek kurtarır. Marius iyileşir ve Cosette ile evlenir. Valjean, gerçek kimliğini açıkladıktan sonra yavaş yavaş hayattan çekilir. Roman, Valjean'ın huzur içinde ölümü ve iyiliğin mirasıyla sona erer.
Sefiller, insan ruhunun karanlıktan aydınlığa uzanan zorlu yolculuğunu anlatan, okuyucuyu derinden etkileyen ve düşündüren zamansız bir şaheserdir. Victor Hugo, bu eserle edebiyat tarihine silinmez bir iz bırakmıştır.