Milli Mücadele'nin en kritik dönüm noktalarından biri olan Sivas Kongresi, yalnızca siyasi ve askeri kararların alındığı bir toplantı değil, aynı zamanda milli bir direniş ruhunun inşa edildiği bir hareketti. Bu ruhu halka ulaştırmak, kongre kararlarını duyurmak ve mücadelenin sesini tüm yurda yaymak için güçlü bir iletişim aracına ihtiyaç vardı. İşte bu araç, kongre devam ederken çıkarılan İrade-i Milliye gazetesi oldu.
4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında toplanan Sivas Kongresi'nin 11 Eylül'deki son oturumunda, Mustafa Kemal Paşa'nın teklifiyle "İrade-i Milliye" adında bir gazetenin çıkarılmasına karar verildi. Gazetenin adı, "Milli İrade" anlamına geliyordu ve bu isim, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu fikrini en net şekilde ifade ediyordu.
İrade-i Milliye, sadece bir gazete değil, Anadolu ihtilalinin sözcüsüydü. İstanbul'daki işgalci güçlere ve onlarla işbirliği yapan Osmanlı hükümetine karşı, milletin gerçek temsilcisinin Ankara olduğunu ilan ediyordu. Düzenli olarak çıkan gazete, Sivas'tan sonra Ankara'da da yayın hayatına devam etti ve Milli Mücadele'nin fikir zeminini oluşturdu.
Bu gazetenin açtığı yolu, Ankara'da kurulan ve bugün hala yayın hayatını sürdüren Hakimiyet-i Milliye (daha sonra Ulus) gazetesi takip etti. İrade-i Milliye, Türk basın tarihinde ulusal bağımsızlık mücadelesi ile basın özgürlüğünün iç içe geçtiği en önemli sembollerden biri olarak tarihteki yerini almıştır.
Sivas Kongresi'nde çıkarılan gazete, İrade-i Milliye'dir. Bu gazete, Türk milletinin kendi kaderine sahip çıkma iradesinin kağıda dökülmüş hali, yazıya geçirilmiş bir bağımsızlık bildirgesiydi. Milli Mücadele'nin fikir cephesindeki en güçlü silahlarından biri olarak, zaferin kazanılmasında kritik bir rol oynamıştır.