Mutfaklarımızın vazgeçilmezi, yemeklerimize lezzet katan sofra tuzu, kimyasal dünyada sodyum klorür olarak bilinir ve formülü NaCl şeklinde gösterilir. Bu iki harf, aslında bir elementler birliğinin kısaltmasıdır: Na (Sodyum) ve Cl (Klor).
NaCl, bir iyonik bileşiktir. Bu ne demektir? Sodyum (Na) atomu, son yörüngesindeki bir elektronunu klor (Cl) atomuna verir. Bu alışveriş sonucunda:
Zıt yüklerin birbirini çekmesi (elektrostatik çekim) sayesinde bu iyonlar, düzenli bir örgü yapısı oluşturarak bir arada durur. Bu yapıya iyonik kristal kafes denir.
NaCl formülü, bileşiğin en basit oranını gösterir. Yani, kristal yapıda her bir sodyum iyonuna karşılık bir klor iyonu bulunur. Bu nedenle formül, Na₁Cl₁ değil, kısaca NaCl olarak yazılır.
Formülün okunuşu veya kimyasal adlandırması ise elementlerin adlarının söylenmesiyle olur: "Sodyum Klorür". "-ür" eki, klorun -1 yüklü anyon (klorür) halinde bulunduğunu belirtir.
Aslında hayır. Doğadan elde edilen (deniz suyundan veya kaya tuzu madenlerinden) rafine edilmiş sofra tuzu, çoğunlukla NaCl'den oluşsa da içinde başka mineraller ve eklenmiş maddeler de bulunabilir:
Sofra tuzu sadece bir baharat değildir. NaCl:
Her gün kullandığımız sofra tuzu, NaCl formülüyle gösterilen, sodyum ve klor elementlerinin oluşturduğu kararlı bir iyonik bileşiktir. Bu basit formülün arkasında, hem canlı yaşamı için vazgeçilmez hem de endüstri için çok değerli olan karmaşık bir kimyasal dünya yatar. Tuz, gerçekten de dünya tarihine ve medeniyetlere yön vermiş, kimyasal açıdan da son derece ilginç bir maddedir.