Günlük konuşma dilinde ve yazılı anlatımda, bazen karşımızdaki kişiye söylemek istemediğimiz, kaba bulduğumuz veya uygunsuz olabilecek ifadelerle karşılaşırız. Bu gibi durumlarda, okuyucunun veya dinleyicinin zihninde tamamlanması için bir boşluk bırakmak amacıyla üç nokta (…) kullanılır. Bu, hem nezaketi korumanın hem de anlamı aktarmanın etkili bir yoludur.
Üç nokta, bu bağlamda, açıkça yazılmak istenmeyen sözlerin yerini tutan bir semboldür. Okuyucuya "Buraya gelmesi gereken ifadeyi sen tahmin et" veya "Bu ifadeyi ben söylemek istemiyorum" mesajını verir.
Örnek: "Seni bir daha burada görürsem…"
Örnek: "Yaptığın davranışın ne kadar … olduğunu anlamıyor musun?"
Örnek: "O, … gibi davranmaya başladı."
Üç nokta, dilimizdeki kibar ve etkili bir kaçış yoludur. Söylemekten kaçındığımız, kaba, argo veya incitici olabilecek sözleri doğrudan yazmak yerine, okuyucunun hayal gücüne ve anlayışına bırakmamızı sağlar. Bu sayede, hem dilin inceliğini korur hem de iletişimimizi daha nazik hale getirebiliriz.