Sümer mitolojisi, tanrılar ve kahramanlarla dolu zengin bir evren sunar. Bu evrenin en dikkat çekici figürlerinden biri de Marduk'tur. O, sadece bir tanrı değil, aynı zamanda evreni kaostan kurtaran bir kahramandır. Peki, Marduk'u bu kadar özel kılan neydi ve evreni nasıl kurtardı?
Her şey, başlangıçta var olan Tiamat'ın sularından doğdu. Tiamat, tuzlu suyun kişileştirilmiş haliydi ve ilk tanrıları doğurmuştu. Ancak tanrılar arasındaki anlaşmazlıklar ve gürültü, Tiamat'ı rahatsız etti. Bunun üzerine Tiamat, intikam almak için canavarlar yarattı ve Kingu'yu başlarına geçirdi.
Tanrılar, Tiamat'ın ordusu karşısında çaresiz kalmışlardı. Hiçbir tanrı, Tiamat ile yüzleşmeye cesaret edemiyordu. İşte tam bu noktada, genç ve güçlü Marduk ortaya çıktı. Tanrılar, Marduk'a, Tiamat'ı yenmesi karşılığında en yüksek gücü ve liderliği vadettiler. Marduk, bu teklifi kabul etti ve savaşa hazırlanmaya başladı.
Marduk, Tiamat ile karşılaştığında, onu ağıyla yakaladı ve rüzgarlarıyla şişirdi. Tiamat hareket edemez hale geldiğinde, Marduk okuyla onu ikiye böldü. Tiamat'ın vücudunun bir yarısından gökyüzünü, diğer yarısından ise yeryüzünü yarattı. Böylece, kaostan düzen doğdu.
Marduk, Tiamat'ı yenerek sadece evreni kurtarmakla kalmadı, aynı zamanda tanrıların kralı oldu. Babil şehrinin koruyucusu olarak kabul edildi ve tapınakları onun onuruna inşa edildi. Marduk, Sümer mitolojisinin en önemli figürlerinden biri olarak, düzenin ve adaletin sembolü haline geldi.