Ceza muhakemesi hukukunda sıkça duyduğumuz "takipsizlik kararı", savcılık tarafından yürütülen ön soruşturma aşamasının sonunda verilen ve **dava açılmasına gerek olmadığını** belirten bir karardır. Yani, şikayet veya ihbar üzerine başlatılan soruşturmada, iddianın ispat edilemediği, suç oluşturmadığı veya kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesiyle dava açılmadan dosyanın kapatılması anlamına gelir.
Cumhuriyet savcısı, aşağıdaki durumlardan birinin varlığı halinde takipsizlik kararı verebilir:
Mağdur veya suçtan zarar gören kişi, takipsizlik kararına 15 gün içinde itiraz edebilir. İtiraz, soruşturmanın yapıldığı sulh ceza hakimliğine yapılır. Hakim, itirazı yerinde görürse savcılığın kararını kaldırarak **kovuşturmaya yer olduğuna** karar verebilir.
Takipsizlik kararı, soruşturma aşamasına ait bir karardır. Dava açıldıktan sonra (kovuşturma aşamasında) verilen "beraat" kararı ile karıştırılmamalıdır. Beraat, yargılama sonunda mahkemenin verdiği, sanığın suçsuz olduğunu tespit eden nihai bir hükümdür.
Takipsizlik kararı, ceza adalet sisteminin işleyişinde önemli bir filtredir. Hem masumiyet karinesini korumak, hem de yargılamaya gerek olmayan dosyalarla mahkemeleri meşgul etmemek için hayati bir işleve sahiptir. Ancak unutulmamalıdır ki, bu karar kesin ve değişmez değildir; yeni deliller veya hukuki yollarla (itiraz) tekrar gündeme gelebilir.
Bu yazı, hukuki bir kavramı genel hatlarıyla açıklamak için hazırlanmıştır. Spesifik bir durumunuz için daima bir avukattan profesyonel destek almanız gerektiğini lütfen unutmayın. 👨⚖️