İslam dininin en görkemli ve anlamlı ritüellerinden biri olan tavaf, sözlükte "bir şeyin etrafında dönmek, dolanmak" anlamına gelir. Dini bir terim olarak ise, Hac ve Umre ibadetleri esnasında Kâbe-i Muazzama'nın etrafında, belirli kurallar çerçevesinde yedi defa dönmeyi ifade eder. Bu hareket, sadece fiziksel bir dönüş değil, aynı zamanda kalbi ve ruhu Allah'a yönelten deruni bir yolculuktur.
Hac ve Umre'de farklı zamanlarda ve niyetlerle yapılan çeşitli tavaflar bulunur:
Tavaf, belirli bir düzen ve saygı içerisinde gerçekleştirilir:
Abdestli olmak ve Hacer-ül Esved hizasından başlamak üzere niyet edilir. Erkekler için "ıztıba" (sağ omuzu açmak) ve "remel" (ilk üç şavtta çalımlı ve hızlı yürümek) sünnettir.
Kâbe, tavaf edenin solunda kalacak şekilde, Hacer-ül Esved hizasından veya onu geçmiş olarak başlanır. Her bir dönüşe "şavt" denir ve yedi şavt bir tavafı tamamlar.
Tavaf boyunca kişi içinden geldiği gibi dua eder, tekbir, tehlil ve salavat getirebilir. Belirli bir dua metni zorunlu değildir; samimiyet esastır.
Her şavtın başında ve sonunda, mümkünse Hacer-ül Esved selamlanır (elle işaret edilip "Bismillahi Allahu ekber" denir). Bu, Allah'a verilen sözün tazelenmesi anlamına gelir.
Yedi şavt tamamlandıktan sonra, Makam-ı İbrahim'in arkasında veya uygun bir yerde iki rekat tavaf namazı kılınır.
Tavaf, derin sembolizmlerle yüklüdür:
Sonuç olarak, tavaf, İslam'ın en somut ve en ruhani ibadetlerinden biridir. Bedenle yapılan bir hareketler serisi olmanın çok ötesinde, kalbin Allah'ın evi etrafında attığı, tevhidi haykıran sessiz bir zikirdir.