Dil, iletişim aracı olmanın çok ötesinde, bir oyun alanıdır. İşte tekerlemeler, bu oyun alanının en eğlenceli, en çetrefilli ve en yaratıcı köşelerini oluşturur. Söylemesi zor, genellikle kafiyeli, anlamlı ya da anlamsız, akılda kalıcı söz dizileri olan tekerlemeler, kültürümüzün sözlü ve oyunsal hazinelerindendir.
Tekerleme, dilin ses ve ritim özelliklerini ön plana çıkaran, çoğunlukla mizah ve eğlence amacı taşıyan, söylenmesi pratik gerektiren kısa metinlerdir. Amacı bazen güldürmek, bazen dil becerisini sınamak, bazen de bir oyunu veya masalı başlatmaktır.
Çocuk oyunlarında ebe seçmek veya oyunu başlatmak için kullanılır. Adaletli bir seçim aracıdır aslında.
Masalların başında ve sonunda, dinleyiciyi fantastik dünyaya hazırlamak veya o dünyadan çıkarmak için söylenir.
Belli seslerin arka arkaya gelmesiyle söylenmesi oldukça zor olan, dil becerisini ve telaffuzu test eden türlerdir. Spikerler ve tiyatrocular tarafından da pratik amaçlı kullanılır.
Tekerlemeler, göründükleri kadar basit değildir. Önemli işlevleri vardır:
İşte birkaç ipucu:
"Üç tunç tas has hoşaf..." cümlesini hızlıca beş kere arka arkaya söylemeye çalışın. Dilinizin nasıl da dans ettiğini hissedeceksiniz!
Tekerlemeler, dilin sınırlarını zorladığımız, onunla oynayıp onu kutladığımız kısa ama güçlü kültür parçalarıdır. Çocukluğumuzun neşe kaynağı olan bu söz oyunlarını unutmamak, yeni nesillere aktarmak ve ara sıra dilimizi onlarla şaklatmak, kültürümüzün canlı kalmasına katkı sağlayacaktır.
Bir masalı, "Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik. Altı ay bir güz gittik, dönüp arkamıza baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz." diyerek bitirmek, her zaman büyülü bir sonun habercisi olmuştur.