Temel hak ve hürriyetler, bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Ancak, bazı istisnai durumlarda bu hak ve hürriyetlerin kullanılması geçici olarak durdurulabilir veya sınırlandırılabilir. Bu durum, genellikle olağanüstü hallerde veya savaş durumlarında söz konusu olur.
Temel hak ve hürriyetlerin durdurulması, her ülkenin anayasasında belirli şartlara bağlanmıştır. Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 15. maddesi, savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulabileceğini düzenler.
Hak ve hürriyetlerin durdurulması keyfi bir uygulama olamaz. Anayasalar, bu durdurmanın belirli şartlara tabi olmasını öngörür:
Bazı temel haklar, olağanüstü hallerde dahi durdurulamaz veya sınırlandırılamaz. Bu haklar, genellikle şunlardır:
Olağanüstü hallerde veya salgın hastalık durumlarında, kamu sağlığını korumak amacıyla sokağa çıkma yasağı ilan edilebilir. Bu yasak, seyahat özgürlüğünü ve toplantı özgürlüğünü geçici olarak kısıtlayabilir. Ancak, bu kısıtlama ölçülü olmalı ve sadece salgının yayılmasını engellemek amacıyla uygulanmalıdır. Örneğin, COVID-19 pandemisi sırasında birçok ülkede sokağa çıkma yasakları uygulanmıştır.
Sonuç olarak, temel hak ve hürriyetlerin durdurulması, istisnai bir durum olup, anayasal ve hukuki güvencelere tabi olmalıdır. Bu durdurma, sadece olağanüstü durumun gerektirdiği ölçüde ve geçici olarak uygulanmalı, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemelidir.