Kitap ve hat sanatının etrafını saran, altın yaldız ve boya ile yapılan geleneksel bir süsleme sanatıdır. Arapça "tezhip" kelimesi, "altınlamak" anlamına gelir. Bu sanat, özellikle İslam medeniyetinde yazma eserlerin, Kur'an-ı Kerim'lerin, fermanların ve levhaların ihtişamını artırmak için yüzyıllardır uygulanagelmiştir. Tezhip, sadece bir süsleme değil, aynı zamanda metne saygı, özen ve kutsallık katmanın bir ifadesidir.
Tezhip, kökleri çok eskilere dayanan bir sanattır. Uygur Türklerinden itibaren İslam coğrafyasında gelişim göstermiş, en parlak dönemini ise Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşamıştır. 15. ve 16. yüzyıllar, "klasik üslubun" oturduğu ve şaheserlerin verildiği zamanlardır. Saray nakkaşhanelerinde yetişen usta sanatkarlar, bu sanatı zirveye taşımışlardır.
Tezhip, sabır ve hassasiyet isteyen bir süreçtir. Geleneksel malzemeler şunlardır:
İşlem, desenin tasarlanması (tahrir), altınlanacak kısımların boyanması (halkâr veya zerefşan), renklendirme ve nihai kontür çekme aşamalarından oluşur.
Tezhip, geometrik ve natüralist unsurların mükemmel bir sentezidir. Başlıca motifler:
Bu motifler, evrenin düzenini, sonsuzluğu ve ilahi güzelliği temsil eder.
Tezhip, bir el emeği göz nuru olmanın ötesinde derin bir kültürel kod taşır. Yazıyı taçlandırarak onun değerini vurgular. Soyut ve stilize edilmiş formlarıyla, İslam sanatının temsil yasağını yorumlayışının ve yaratıcılığının en güzel örneklerindendir. Ayrıca, disiplin, sabır ve iç huzur arayan modern insan için bir terapi ve meditasyon aracıdır.
Günümüzde bu kadim sanat, sadece klasik formatta değil, modern tasarımlarla da hayat buluyor. Tezhip sanatçıları, motifleri takı tasarımından mimariye, cam işlemeciliğinden modaya kadar birçok alanda yeniden yorumluyor. UNESCO'nun somut olmayan kültürel miras listesine aday gösterilmesi de bu sanata olan ilgiyi ve koruma çabalarını artırmıştır.
Tezhip, bir süsleme sanatı olmanın çok ötesinde, bir medeniyetin estetik anlayışını, inancını ve dünyaya bakışını yansıtan yaşayan bir hazinedir. Altın ışıltısının kağıda düşen yansıması, aslında bin yıllık bir birikimin, emeğin ve arayışın parıltısıdır. Bu sanatı tanımak ve anlamak, köklü bir kültürle bağ kurmanın en güzel yollarından biridir.