Türkiye Cumhuriyeti'nin şu anda yürürlükte olan temel hukuk metni, 1982 Anayasası'dır. 12 Eylül 1980 askerî müdahalesi sonrasında hazırlanan bu anayasa, 7 Kasım 1982'de halkoylamasıyla kabul edilmiş ve 9 Kasım 1982 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kabul edildiği tarihten bu yana pek çok değişikliğe uğramış, özellikle 1990'ların sonundan itibaren Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde önemli dönüşümler geçirmiştir.
1982 Anayasası, hazırlandığı dönemin siyasi koşullarının etkisiyle, otorite-hürriyet dengesinde otorite lehine bir yaklaşım sergilemiştir. Başlangıç kısmında belirtilen temel ilkeler, anayasanın ruhunu yansıtır:
Anayasanın "başlangıç" kısmı, metnin temel felsefesini ve dayandığı prensipleri açıklar. 2010 referandumuyla bu bölüme "Anayasa'nın bağlayıcılığı" hükmü eklenmiştir.
Devletin şekli, cumhuriyetin nitelikleri, devletin bütünlüğü, resmî dil, bayrak, millî marş ve başkent gibi değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez temel hükümler bu bölümde yer alır.
Kişinin hakları ve ödevleri, sosyal ve ekonomik haklar ile siyasi haklar bu bölümde düzenlenmiştir. 2001 ve 2010 değişiklikleriyle bu bölüm özgürlükçü bir yönde önemli ölçüde revize edilmiştir.
Devletin işleyişini düzenleyen bu bölümde:
Mali ve ekonomik hükümler, idari teşkilat, anayasanın değiştirilmesi ve geçici maddeler bu bölümlerde yer alır.
1982 Anayasası, kabul edildiği haliyle oldukça katı ve kısıtlayıcı bir metindi. Ancak zaman içinde, özellikle aşağıdaki dönüm noktalarında önemli değişikliklere uğramıştır:
1982 Anayasası, hazırlandığı dönemin olağanüstü şartları nedeniyle başlangıçta geniş bir mutabakat metni olmaktan uzaktı. Ancak geçen 40 yılda yapılan 20'ye yakın değişiklikle, özellikle temel hak ve özgürlükler alanında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.
Buna rağmen, anayasa hala sivil, demokratik ve çoğulcu bir mutabakat metni olma yolunda eleştiriler almaktadır. Özellikle:
gibi konular, akademik ve siyasi tartışmaların odağında yer almaya devam etmektedir.
1982 Anayasası, Türkiye'nin en uzun süre yürürlükte kalan anayasası olma özelliğini taşımaktadır. Bu süreçte, toplumsal ihtiyaçlar ve demokratik standartlardaki gelişmeler doğrultusunda sürekli bir evrim geçirmiştir. Günümüzde de "yeni ve sivil bir anayasa" tartışmaları devam etse de, 1982 metni, Türk anayasal tarihinin en kapsamlı ve en çok değişiklik görmüş belgesi olarak hukuki hayatımızdaki yerini korumaktadır.
Anayasa, sadece bir hukuk metni değil, aynı zamanda bir toplumsal sözleşme ve ulusal kimliğin hukuki çerçevesi olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini şekillendirmeye devam etmektedir.