Anadolu'nun kapılarını Türklere açan ve bu topraklarda kalıcı bir devlet kuruluşunun temelini atan Türkiye Selçuklu Devleti'nin kurucusu Süleyman Şah, Türk tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biridir. Bu yazı, devletin kuruluş hikayesini ve onun liderliğini ele alacaktır.
Süleyman Şah, Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan'ın yeğeni ve Kutalmışoğlu ailesine mensup bir Selçuklu beyidir. 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Anadolu'ya yapılan akınlarda öne çıkmış, Bizans'ın iç karışıklıklarından da faydalanarak bağımsız bir beylik kurma yolunda adımlar atmıştır.
1077 yılı, Anadolu tarihi için bir dönüm noktasıdır. Süleyman Şah, İznik'i (bugünkü İzmit) fethederek burayı başkent yapmış ve Türkiye Selçuklu Devleti'ni (Anadolu Selçuklu Devleti) resmen kurmuştur. Bu devlet, "Türkiye" adının kullanıldığı ilk siyasi yapı olarak tarihe geçmiştir.
Süleyman Şah'ın hakimiyet alanı başlangıçta Marmara Bölgesi ve İç Anadolu'nun batısıyla sınırlıydı. Devletin ilk başkenti İznik olmuştur. Daha sonra, I. Haçlı Seferi (1097) sırasında İznik kaybedilince başkent Konya'ya taşınmıştır.
Süleyman Şah, 1086 yılında Suriye Selçuklu Meliki Tutuş ile yaptığı savaşta (Ayn Seylem Savaşı) hayatını kaybetmiştir. Ölümünden sonra devlet bir süre karışıklık yaşasa da, oğlu I. Kılıçarslan tahta geçerek devletin varlığını sürdürmeyi başarmıştır.
Süleyman Şah, sadece bir fatih değil, aynı zamanda bir devlet kurucusudur. Onun liderliğinde Anadolu, yeni bir kimlik kazanmaya başlamış ve bu topraklar bir daha geri dönülmez biçimde Türk yurdu olmuştur. Türkiye Selçuklu Devleti, onun attığı sağlam temeller üzerinde yükselerek, yaklaşık 250 yıl boyunca Anadolu'ya hükmetmiş ve kültürel, mimari ve bilimsel açıdan muazzam bir miras bırakmıştır.
Not: Günümüzde Suriye sınırları içinde bulunan ve Türkiye tarafından "Türk Mezarı" olarak bilinen anıt mezar, isim benzerliğinden dolayı sıklıkla karıştırılsa da, Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in dedesi olan ve Fırat Nehri'nde boğularak hayatını kaybeden Süleyman Şah'a aittir.