avatar
✔️ Cevaplandı • Doğrulandı

Türkiyenin İkinci Dünya Savaşındaki tutumu

Savaşa fiilen katılmamamıza rağmen ekonomimiz bu dönemden nasıl etkilendi? Siyasi olarak tarafsız kalmayı başarırken, askeri ve ekonomik açıdan ne gibi zorluklar yaşadık? Bu dengeleri nasıl koruduk?
1 CEVAPLARI GÖR
✔️ Doğrulandı
0 kişi beğendi.
avatar
sibel.koc
2190 puan • 0 soru • 189 cevap

🌍 Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'ndaki Tutumu

İkinci Dünya Savaşı (1939-1945), dünyanın gördüğü en büyük ve en yıkıcı savaşlardan biriydi. Bu küresel çatışmada Türkiye, özel bir konum benimsemiş ve savaşın dışında kalmayı başarmıştır. Bu dönem, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde "Aktif Tarafsızlık" veya sıkça anılan adıyla "Savaş Dışı Kalma Politikası" olarak geçer.

🎯 Temel Politika: Aktif Tarafsızlık

Türkiye, savaşın başlangıcından itibaren resmi olarak tarafsız olduğunu açıklamıştır. Ancak bu, pasif bir bekleyiş değildi. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü liderliğindeki hükümet, ülkeyi olası bir işgalden korumak ve toprak bütünlüğünü sağlamak için hem diplomatik hem de askeri anlamda aktif bir politika izledi.

  • Diplomasi: Hem Müttefik Devletler (İngiltere, Fransa, ABD) hem de Mihver Devletler (Almanya, İtalya) ile ilişkiler dengeli bir şekilde yürütüldü.
  • 🛡️ Savunma: Ordunun savaşa hazır durumda tutulması ve silah altındaki asker sayısının yüksek seviyelerde olması, olası bir saldırıya karşı caydırıcılık sağladı.

⚖️ Taraflarla İlişkiler ve Denge Siyaseti

Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle her iki blok için de stratejik öneme sahipti. Bu durum, denge siyasetini zorunlu kılıyordu.

  • 🤝 İngiltere ve Fransa ile: 1939'da imzalanan Üçlü İttifak Antlaşması ile Türkiye, bu ülkelerle ittifak içindeydi. Ancak savaş şartları ağırlaştıkça, Türkiye savaşa girmek için kendisine yönelik tehdidin yeterli seviyeye gelmediğini öne sürerek antlaşmanın getirdiği yükümlülükleri erteledi.
  • 🤝 Almanya ile: Almanya ile 1941'de bir Dostluk ve Saldırmazlık Paktı imzalandı. Bu, Türkiye'yi Alman işgal tehdidinden korumak için atılmış önemli bir diplomatik hamleydi. Ayrıca, Alman talepleri doğrultusunda Türkiye, müttefikleri için hayati önem taşıyan krom gibi hammaddeleri her iki tarafa da satmaya devam etti.

📈 Savaşın Türkiye'deki Sosyal ve Ekonomik Etkileri

Savaşa fiilen girmemek, Türkiye'yi büyük bir insan kaybından kurtarmış olsa da, ülke ekonomik ve sosyal açıdan çok zor bir dönem geçirdi.

  • 💸 Varlık Vergisi (1942): Savaş döneminde oluşan spekülatif kazançları vergilendirmek ve devlet gelirlerini artırmak amacıyla çıkarıldı. Ancak uygulama, gayrimüslim azınlıklara yönelik ağır ve adaletsiz bir karaktere büründü.
  • 🍞 Kıtlık ve Karaborsa: Temel gıda maddeleri ve tüketim mallarında büyük sıkıntılar yaşandı. "Milli Korunma Kanunu" ile devlet, ekonomiyi sıkı bir şekilde kontrol altına aldı. Ekmek karneyle dağıtıldı ve karaborsa yaygınlaştı.
  • 🏭 Sanayileşme Çabaları: Dışa bağımlılığı azaltmak için savaş yıllarında yerli sanayiyi geliştirme politikaları hız kazandı.

🕊️ Savaşın Sonu ve Türkiye'nin Konumu

1944 yılına gelindiğinde, savaşın gidişatı Müttefik Devletler lehine kesinleşmişti. Türkiye, bu gelişmeler üzerine:

  • ➡️ Ağustos 1944'te Almanya ile tüm diplomatik ve ekonomik ilişkilerini kesti.
  • ➡️ Şubat 1945'te, yeni kurulan Birleşmiş Milletler'e üye olabilmek için sembolik de olsa Almanya ve Japonya'ya savaş ilan etti. Ancak bu ilan fiili bir çatışmaya dönüşmedi.

💎 Sonuç

Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'ndaki tutumu, temel olarak "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesine dayanıyordu. İnönü'nün dengeli ve ihtiyatlı dış politikası sayesinde Türkiye, büyük bir yıkımın yaşandığı bir savaştan toprak kaybetmeden ve büyük insan kayıpları vermeden çıkmayı başardı. Ancak bu süreç, ülke içinde ciddi ekonomik sıkıntılar ve sosyal yaralar ile sonuçlanmıştır.

Yorumlar