Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde imzalanan Uşi Antlaşması, hem Türk hem de İtalyan tarihi açısından kritik bir dönüm noktasıdır. 1911-1912 yılları arasında yaşanan Trablusgarp Savaşı'nı sonlandıran bu antlaşma, Kuzey Afrika'daki Osmanlı varlığının fiilen sona erdiği anlaşma olarak bilinir. Peki, bu antlaşma neden bu kadar önemli? Gelin, detaylarına birlikte bakalım.
İtalya, 19. yüzyılın sonlarında birliğini tamamlayarak sömürgecilik yarışına katılmak istiyordu. Gözünü diktiği bölge ise Osmanlı'nın Kuzey Afrika'daki son toprağı olan Trablusgarp (bugünkü Libya) ve Bingazi idi. 1911'de başlattığı işgal hareketiyle İtalya, teknolojik üstünlüğünü kullandı. Osmanlı ise denizden kuşatılmış ve lojistik olarak zayıf bir bölgeye doğrudan asker gönderemeyince, bölge halkını örgütleyerek direniş savaşı yürüttü.
Savaş, Balkan Savaşları'nın başlaması üzerine Osmanlı'nın için daha kritik bir hal aldı. İki cephede birden savaşmak istemeyen Osmanlı, İtalya ile 18 Ekim 1912'de İsviçre'nin Uşi (Ouchy) kentinde antlaşma imzaladı. Antlaşmanın maddeleri şöyleydi:
Antlaşma, Osmanlı'nın Afrika kıtasındaki 400 yıllık varlığını sona erdirdi. Bu, imparatorluğun çöküş sürecindeki önemli bir kilometre taşı oldu. Ayrıca, "geçici" olarak bırakılan On İki Ada hiçbir zaman geri alınamadı ve Lozan Antlaşması ile İtalya'ya bırakıldı.
İtalya, bu antlaşma ile ilk büyük sömürgesini elde etti ve "büyük güç" olma yolunda önemli bir adım attı. Ancak bölgedeki direniş tamamen bitmedi.
Antlaşma, gizli maddeleri ve geçici tedbirlerin kalıcı hale gelmesi açısından ilginç bir diplomatik örnek teşkil eder. Ayrıca, savaşın sona ermesiyle Osmanlı, askerlerini Balkan Cephesi'ne kaydırabildi.
Uşi Antlaşması, görünürde küçük bir sömürge savaşını bitiren bir belge gibi görünse de, aslında hem Osmanlı'nın dağılma sürecindeki çaresizliğini, hem de İtalya'nın emperyal emellerini yansıtan önemli bir dönüm noktasıdır. Trablusgarp'ın kaybı, Osmanlı coğrafyasının parçalanma hızını artırmış ve Milli Mücadele dönemindeki "vatanın bütünlüğü" fikrinin şekillenmesinde dolaylı bir rol oynamıştır. Tarih, Uşi'yi, gücün değil, zorunluluğun antlaşması olarak hatırlayacaktır.