Halide Edip Adıvar'ın Kurtuluş Savaşı sonrası Anadolu'sunu anlattığı Yaban romanı, aydın-köylü çatışmasını en çarpıcı şekilde işleyen eserlerden biridir. Romanın başkarakteri Ahmet Celal, İstanbul'dan gelmiş bir aydındır ve savaşta kolunu kaybetmiştir. Ankara'ya gitmek yerine, emir eri Mehmet Ali'nin köyüne yerleşir. Ancak, köydeki yaşam ve köylülerin düşünce yapısı ile Ahmet Celal arasında derin bir uçurum vardır.
Ahmet Celal, roman boyunca sürekli bir yabancılaşma içindedir. Köylülere modernleşme, ilerleme ve Kurtuluş Savaşı'nın anlamını anlatmaya çalışır. Fakat köylüler, onun bu fikirlerine karşı ilgisiz ve hatta düşmancadır. Ahmet Celal, kendi değerlerini köylülere empoze etmeye çalıştıkça, aralarındaki mesafe daha da açılır.
Yaban romanındaki köylüler, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı, eğitimsiz ve dış dünyaya kapalı insanlardır. Onlar için önemli olan, günlük yaşamlarını sürdürmek ve atalarından kalma adetleri devam ettirmektir. Ahmet Celal'in modernleşme çabaları, köylüler tarafından bir tehdit olarak algılanır.
Ahmet Celal ve köylüler arasındaki çatışmanın temelinde, farklı dünya görüşleri ve değer yargıları yatar. Bu çatışma, roman boyunca gerilimi artırır ve trajik sonuçlara yol açar.
Sonuç olarak, Yaban romanı, aydın-köylü çatışmasını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren önemli bir eserdir. Roman, Kurtuluş Savaşı sonrası Türkiye'sinde yaşanan sosyal ve kültürel değişimleri anlamak için değerli bir kaynak sunar.